Hükümet müflis tüccar

Bir işletmenin kâr ya da zarar ettiğini bilmek için ileri derecede ekonomi bilgisine gerek yoktur. Biraz düşünme kabiliyeti olan yani deli olmayan herkes bilir kâr ya da zarar hesabını. En küçük işletme olarak mahalle bakkalını düşünelim. Yaptığı ticaret neticesinde sermayede artış olmamış, vitrindeki mallar azalmış, sattığını yerine koyacak bir gücü kalmamışsa; o bakkal için tehlike çanları çalmaya başlamıştır. Dükkânı açık tutmakta ısrar ederse bir gün iflas edecektir. Eğer dükkân kira ise mal sahibi elinden dükkânı alacaktır. Dükkân malı ise dükkânı satacaktır.

20 yıllık AKP iktidarında yaşananlar bakkal dükkânında olandan farklı değildir. Hükümet olarak sıkıştıkları her noktada dükkânı satmayı tercih ettiler. Müflis oldukları halde “ağalar paşalar gibi satarız” diyerek de efelendiler çoğu zaman. Kamu kurumlarının işletmesini, binasını, parası olan herkese; yerli yabancı ayırt etmeden sattılar.

Sokaktaki vatandaşa da “zarar ediyordu kâr amaçlı sattık.” Dediler. Halkımız da aslında kendi malı olan devlet malının satışına aldırış etmedi. Sata sata satacak şey kalmayınca daha derin daha stratejik kurumlara sıra geldi. “Müflis tüccarın başka çaresi kalmayınca elinde eteğinde neyi var neyi yok satar” misali satışlar devam ediyor.

Tabir yerindeyse müflis tüccar konumunda olan hükümetin yaptıklarına fikir dahi yürütmeyip seyredenlerin halini akıl tutulması olarak değerlendirince kimse kusura bakmasın.

Siyasete yeni çehre kazandıran, tespitleriyle ezber bozan, Bağımsız Türkiye Partisi Lideri Av. Hüseyin Baş İzmir’de partisinin olağan kongresinde satışlara çok manidar bir bakış sergiledi:

“Rivayet odur ki, BAE ile Dubai Emiri ile oturup ASELSAN pazarlığı yapılıyor. Bir iş adamı varlığını ancak batınca satar. Bir iş adamı varlığını satışa gayrimenkulünden başlar, şirketini satmaz. O yüzde illa bir şey satacağım diyorsan o oturduğun sarayı sat. Zaten bu Araplar da saraya bayılır. Düşünsenize ilanda ‘Bin yüz odalı, dinozor manzaralı’ yazıyor. Satıyorsan sat itirazımız yok. Gelir onu da alırız. Siz verin bana yetkiyi ben onu da bırakmam onlara. Ama sen bugün illa bir şey satacaksan o sarayı satacaksın evvela. Yetmedi, para çıkışmadı bir şey daha satacaksın, önce ASELSAN değil önce Baykar’ı satacaksın. Daha işlevli değil mi, daha meşhur değil mi? Önce Baykar’ı sat, bırak ASELSAN’ı. Yıllardan beri bütün birikimlerimizi yabancıya peşkeş çektiler. Bu ülkenin varlıklarını elin adamına peşkeş çekmeye bir Türk evladı müsaade edemez…”

Görünen manzara budur. Hükümet bizi yönettiğine ve iflas etiğine göre demek oluyor ki millet olarak biz de iflas ettik. Umarız bizi bu hale getirenleri, siyaset tarihinin derinliğine, geri gelmemek üzere en demokratik yol olan seçimle sandığa gömersiniz. Sizi hayal bile edemeyeceğiz zenginliklere taşıyacak olan BTP liderini ve kadrosunu iş başına getirirsiniz. Aksini düşünmek bile akla zarardır.

Önerilen Makale

Atatürk, Allah’a dua ederek yardım isterdi

Kurtuluş mücadelesi yıllarından itibaren İngiliz ve Yunan ajanlarının sinsi gayretleriyle dini bütün, imanı sağlam Gazi …