Hürriyete Zikrullahla erişilir

Hürriyet denince, herkesin aklına istediği gibi davranma özgürlüğü gelir. İnsanlar, sözüm ona istediği her şeyi istediği zaman istediği şekilde elde etmek için yapacağı eylemi özgürlük diye tanımlar. Bu konudaki önündeki engelleri de özgürlük ve hürriyet düşmanı olarak görür.

Bu yolda da ölçü sahibi olmadığı için haddini aşar hem kendine hem çevresine en büyük zararları verir.

Bu düşünce, çoğu zaman genç dimağlarda taraftar bulur. Çünkü gençliğe yanlış özgürlük tanımlarıyla ve yanlış hedefler gösterilerek onu bir yerde hem kendisiyle hem de başkalarıyla kavganın içine soktular…

İçinden çıkılmaz gibi görülen bu meselenin de çözümünü gayet anlaşılır bir şekilde çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızdan öğrenelim:

“Gerçek mânâda hürriyete zikrullah ile erişilir.

Kelime manası olarak kul olmak, esir olmak demektir. İnsan, her hâl-ü kârda mutlaka esirdir.

İnsan, zayıf ve âcizdir. Mutlaka bir şeye yönelecek ve bel bağlayacaktır.

Neticede, insan duygularının esiridir.

Ya iyi duygularının ya da kötü duygularının esiridir. İnsan nefsinin esiridir.

Meşreb-i sufiyyede hürriyetin manası ise, ikinin bire rücu etmesidir. (Dönüşmesidir) Bir’de; o hazinede, o deryada yok olmasıdır.

İnsan, nefis kademelerinden geçerek, kendinden yani kendi benliğine ait olan bütün duygulardan kurtulup Sahibi ile beraber olduğu zaman; büyük bir hazineye, büyük bir servete, büyük bir sevdaya kavuşur.

Tecelliye kavuşur. İşte bizde hürriyet bunun adıdır. Bunun da yolu ibadettir. İbadete, Allah’ı tanıma yoluna sarılmalıyız.

İbadeti hayatımıza geçirmemiz lazımdır. İbadetin zevk-i manevisini/ manevi hazzını kul olarak tatmamız lazımdır. Onu sadece belirli bazı zamanlara hasretmeden, hayatimizin tamamına yaymamız lazımdır. Kulluğun özü ve aslı da budur. Her zaman Allah ile beraber olma özlemi, arzusudur. Bir insanın Allah ile beraber olma hali, her işinde Allah’ın rızasını gözetme hâli, ibadet hâlidir.

Bir anlık Allah ile beraber olma hâli ruhu/kalbi tatmin etmez.

Bütün demlerde kul, O’nunla beraber olacak ki ruh tatmin olsun.

Bu da daim zikir/her dem zikir ile Rabb ‘in güzel isimlerini anmakla, güzel ayetlerini okumakla, kısaca kulu O’na kavuşturacak yolu hayata geçirmekle olur.” (Prof. Dr. Haydar Baş /Dua ve Zikir / Sayfa191-192)

Bu sebeple gönlünde, kalbinde, dilinde, Allah olsun! Sen dünya ile meşguliyetine devam et manasında büyükler “Eliniz kârda gönlünüz yarda olsun” demişler.

Onun için Süleyman Çelebi mevlidi şerifte “Allah adın zikredelim evvela, vacip oldu her işte cümle kula” ifadeleriyle, insanları kendi dilleriyle kendi tavırlarıyla doğruya sevk etmeye, gerçek hürriyete kavuşmaya taliplileri davet etmişler.

Rabbim, gerçek hürriyete kavuşup, dünya ve ahiret saadetine erişmeyi nasip eylesin. Âmin

Uğur Kepekçi

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …