Her zaman ve zeminde ülkesine, inancına ve değerlerine sahip çıkan fertlerle birlikte etrafında yer alan kadrolar var olagelmiştir. Bu insanların ortaya koydukları destansı mücadeleler hem Hak hem de halk nazarında değer bulmuş, tarih sayfalarında yerlerini almışlardır.
Peygamberlerin, onların etrafında yer almış ashaplarının, Ehl-i Beyt‘in, hakikate gönül vermiş devlet adamlarının, doğru fikir üretebilen kanaat önderlerinin hizmetlerinden insanlık istifade etmiştir.
Bu özel insanlar dün var olduğu gibi bugün de var olacaktır. Onların verdikleri, verecekleri destansı mücadele sayesinde karanlıklar aydınlanacaktır. Yürümek isteyen çözüm bulmak isteyen samimi insanlar da onların açtığı yollardan yürüyecektir.
Bizim tarihimiz çağ açan çağ kapayan kutlu insanlarla doludur. Üzerinde yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘ün ortaya koyduğu destansı bir mücadele sayesinde bizlere miras olarak bırakılmıştır.
Kutlu davalara liderlik eden insanların azlıkla çoklukla işleri yoktur. Onlar doğru bildikleri yolda tek başlarına yürürler, onların peşinden gidenler hem şeref bulur hem de elde edilecek başarıda pay sahibi olurlar.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün milli mücadelenin meşalesini yakmak için çıktığı Samsun yolculuğunda aynı gemide yer alan silah arkadaşları dahi bağımsızlık fikriyatına sıcak bakmıyordu. O geminin içinde davasına inanmış tek insan vardı. O da Gazi Mustafa Kemal Atatürk idi.
Onun inançtaki kararlılığını bereketlendiren Yüce Allah, Türk milletine yeniden dirilişi ve kurtuluşu nasip etmiştir.
İktidar sahipleri ve yandaşları her ne kadar pembe tablo çizmeye çalışırsa çalışsın. Açlığı, sefaleti, gırtlağımıza kadar battığımız borçları, karış karış satılan vatan topraklarını gizlemeye çalışırsa çalışsınlar. Türk milleti, gerçeklerle yüzleşecek, ürkütücü manzara ile eninde sonunda karşı karşıya kalacaktır.
İktidar sahipleri bir yandan, seçimden sonra iç kavgalarla darmadağın olan muhalefet bir yandan uyuma ve uyutmaya devam etmektedir. Milletimiz ise hala düştüğü çukurun derinliğinin farkında değildir.
İçinde bulunduğumuz durumun farkında olan Bağımsız Türkiye Partisi lideri Av. Hüseyin Baş ve kadrosu karış karış vatan toraklarını dolaşarak milletimize içinde bulunduğu vahim tabloyu ve kurtuluşun adresini göstermeye devam etmektedir.
BTP lideri Av. Hüseyin Baş, dün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı milli mücadelenin benzeri bir mücadeleyi ortaya koymaktadır. Dün bu görevi Ebedi Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş yerine getirmişti. Bugün bu görevi Av. Hüseyin Baş yerine getirmektedir.
Siyasetin ve çözümün tıkandığı, insanların çaresizliğe alıştırılmaya çalışıldığı şu sıralarda Av. Hüseyin Baş’ın sürdürdüğü Bağımsız Türkiye hareketi, sıradan bir siyasi faaliyet olarak algılanmamalıdır. Av. Hüseyin Baş’ın faaliyet ve duruşu; kokuşmuş, bozulmuş, çaresizlik içine düşmüş siyaset sahnesinde Hüseyni bir duruştur.
Bu harekete duyarsız kalmanın büyük bir vebal olacağı kanaatindeyim. Siyasette Prof. Dr. Haydar Baş’ın açtığı yolda yürüyen “Hüseyni duruş” sergileyen Hüseyin Baş ve kadrosuna selam olsun.