Hüseyin Baş’tan Diyanet manifestosu

Bağımsız Türkiye Partisinin olağan il kongreleri Türkiye gündemini değerlendirme şeklinde devam ediyor. Kocaeli il kongresinde Genel Başkan Av. Hüseyin Baş gündemle alakalı çok önemli değerlendirmeler yaptı.

Cumhuriyet Bayramı ile Cuma gününün aynı güne rastlaması nedeniyle Diyanetten beklenen hutbede Atatürk’ten bahsetmemesine tepki olarak çok önemli bir konuşma yaptı. Sayın Hüseyin Baş Atatürk’ün hakkını savunma görevini yerine getirmenin yanında diğer siyasilerden farkını da yine ortaya koymuş oldu.

Bir manifesto şeklinde değerlendirilmesi gereken konuşmalarından bir kısmını paylaşmak isteriz:

“Cuma hutbesinde yine Atatürk’ten bahsedilmedi. Atatürk ile ne dertleri var biz anlamış değiliz. Şimdi bunlar Müslüman desen Atatürk bunlardan daha Müslüman, bunlar vatanperver desen Atatürk bunlardan daha vatanperver, bunlar hakka hukuka dikkat eder desen Atatürk bunlardan daha çok hakka hukuka dikkat eder…”

“Bugün namusumuzu, şerefimizi haysiyetimizi, devletimizi, her şeyimizi borçlu olduğumuz ve babamın da dediği gibi, ‘Sen olmasaydın bunların hiçbiri olmayacaktı’ diyeceğimiz adam Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür…”

“Bizim millet olarak Atatürk’ün izinden gitmekten başka hiçbir çözümümüz, hiçbir çaremiz yoktur. Şuna emin olun, Atatürk ne yaptıysa Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatmak için yapmıştır. Attığı bütün adımlar bu Cumhuriyeti ayakta tutacak adımlardır. Biz bu adımları takip etsek bize yeter. Bugünkü siyasete de söylüyorum; hiç Amerikalının dümen suyuna gitmemize gerek yok, hiçbir Almanın sanayisine ihtiyacımız yok. Bütün muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda. Bu bize yeter ve biz bunu başarabilecek güce sahibiz…”

“Bunlar Cemevlerini ibadethane yapmayı tartışırken ben Diyanet İşleri’nin başına Alevi getirelim diyorum. Farkımız bu! Siz Atatürk’ün günü kurtarmak için bir hamle yaptığını gördünüz mü? O’nun yaptığı bütün hamleler Cumhuriyeti ilelebet ayakta tutmak için yaptığı hamleler. O halde Atatürk’ün hamlelerini biz bugün hayata geçirirsek sorunu çözmüş oluruz. Biz Prof. Dr. Haydar Baş’ın Hoş

Geldin Atatürk kitabını açıp okuduğumuzda Atatürk’ün yazdırdığı 52 tane hutbeyi görüyoruz. Bir yılda 52 tane Cuma var. Atatürk her Cuma namazında okunacak hutbeyi yazdırmış.  Şimdi yeni Diyanet İşleri Başkanımıza, ‘Senin Cuma hutbelerin Atatürk’ün yazdırdığı hutbelerin dışına çıkamaz’ diyeceğiz. Hadi buna itiraz etsinler. Edemezler. Niye? Din değişmedi ki… Adamlar devamlı yeni bir şeyler üretiyor. Yahu bu din değişir mi? 1400 yıldır aynı kurallar var ama fetvalar başka, hutbeler başka, vaazlar başka… Buna gerek var mı?  O zaman ne yapacağız? Biz iktidar olduğumuzda Diyanet İşleri’nin başına Alevi bir kardeşimizi getireceğiz ve her Cuma Atatürk ne yazdıysa onu okutacağız. Başka partilerden bunları görüyor musunuz diye bir soru gelebilir.  Onlar niye bunları söylemiyorlar? Bilmiyorlar ki söylesinler. Ben ‘zekâtlarını açıklasınlar’ dedim. Bir arkadaşım, ‘Muhalefet yıllardır bunu hiç söylemedi’ dedi. Ben de , ‘muhalefetin de zekâtla ilgili bir bilgisi yok ki’ dedim. Şimdi ‘Asgari ücreti 10 bin lira yapacağız’ diyoruz gülüyorlar. Ne gülüyorsunuz, biz bunların zekâtıyla asgari ücreti 10 bin lira yaparız.”

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …