Hz. Mevlâna ve kulluk (1)

Hz. Mevlâna hakkında yaptığımız araştırmaları onun gibi bir aşk sultanı olan Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın “İslam ve Mevlâna” eserinden derledik. Yaptığımız araştırma bir yandan Hz. Mevlâna’yı her yönüyle ele alarak hakkındaki yalan yanlış söz ve fikirlere cevap vermeye yönelik oldu.

Bir yandan da Hz. Mevlâna gibi bir şahsiyetin gönül dünyasına bir pencere açıp gücümüz nispetinde istifade etmeye çalıştık.

Hz. Mevlâna gibi hak dostlarının verdiği mesajlar sadece kendi çağdaşlarına değil aynı zamanda gelecek çağlara da vermek istedikleri mesajları vardır.

Ancak geçmiş dönemlerde yaşayan her çağın kamilini kendi çağına taşıyabilecek bilge ve Mevlâna gönüllü insanlara mutlak ihtiyaç vardır.

Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız “İslam ve Mevlâna” eseriyle Hz. Mevlâna hakkında ileri sürülen yanlış iddialara cevap vermiş bir anlamda Hz. Mevlâna’nın hakkının savunuculuğunu yaparak Onun şahsında İslam’a sokulmaya çalışılan birçok bidat görüşlere de cevap vermiştir.

Şimdi de Hz. Mevlâna’nın hayat görüşünün tamamen kulluk olduğunu ortaya koyan görüşlerini aktaracağız:

Buraya kadar Mevlâna Hazretlerinin muhtelif yönlerini ortaya kovmaya çalıştık. Gördük ki, Mevlâna takva derecesinde İslam’ı yaşayan, İslam’ı ilim, amel ve hal olarak benliğine sindirmiş bir İnsan-ı Kâmil, bir Hak dostu ve bir Peygamber varisidir.

Ele alınan bütün cihet ve hususiyetleriyle Mevlâna bir gerçektir, vakıadır, insanlık için güzel bir numunedir. Ancak bütün bu güzellik ve mükemmelliklerin etrafında toplandığı temel bir gaye var ki bu da kulluktur.

Mevlâna kulluk sınavının hikmetlerini Mesnevide şöyle açıklamakta:

“İnsana acı gelen, tatsız gelen emir olmasaydı, güzel, çirkin, taş, inci bulunmasaydı / Nefis, şeytan, heva ve heves, yaralanmak, çalışmak, savaşmak olmasaydı/ Padişah, kullarını ne adla ne lakapla çağıracaktı a perdesi yırtılmış kişi /Nasıl o sabırlı, o hilim sahibi diyecekti? Nasıl o babayiğit, o hikmet elde etmiş diyecekti? / Sabırlılar, gerçekler, yoksulları doyuranlar, yol kesen olmadıkça, lanetlenmiş şeytan bulunmadıkça nasıl olur; nasıl belirir, anlaşılır?

Mevlâna’ya göre kulluk imana tanıklık eder: “Şu namaz da oruç da hac da cihat da hep inanca tanıklık eder/Şu zekât vermek, armağan sunmak, hasetten vazgeçmek de içteki gizli şeye tanıklık etmektedir / Oruç der ki: Bu kişi, helâlden bile çekindi, harama nasıl el atar? / Zekât der ki: O kendi malından ayırdı da yoksula verdi, din ehlinin malın nasıl çalar?” (Prof. Dr. Haydar Baş/ İslam ve Mevlâna/ Sayfa 211-213) (Devam edecek)

Uğur Kepekçi

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …