İffetlerini korumak, emanet ve ahitlere riayet etmek

“Müminler kurtuluşa ermiştir” “Kurtuluş ve namaz” “Kurtuluş ve zekât” makaleleriyle kurtuluş için mümin olmanın, mümin olmak için de gerek şartları yerine getirmenin mecburiyetini yazmaya çalıştık.

Bu makalemizde de Mu’minun suresinde 5. ve 8.ayette bahsi geçen iffeti korumak, emanet ve ahitlere riayet etmek hakkında bilgileri aktarmaya çalışalım:

Öncelikle ayetleri hatırlayalım: “5. Ve onlar ki, iffetlerini korurlar; 8. Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler.”

Müminin vasıfları arasında geçen iffetlerini korurlar ifadesi hakkında tefsirlerde yaptığımız araştırmada bu ifadenin kadınlar ve erkekler arasında bir ayrım gözetilmediğini görüyoruz.

İffet hakkında Diyanet İslam Ansiklopedisinde kısaca şu tespite yer verilmiştir: “İffet, öncelikle bedenî hazlara ve nefsani aşırılıklara ilgi duymaktan kurtarılmış bir ruhî yapıya sahip olmaktır; buna “kalbin iffeti” denir. Bundan sonra tam iffete ulaşmak için eli, dili, gözü, kulağı ve genel olarak bütün bedeni ahlâka aykırı davranışlardan uzak tutmak gelir.”

İffet kelimesinin sözlük karşılığı namuslu olmak şeklindedir. Halk arasında da iffet kelimesinin karşılığı utanmak-kötü ahlaktan korunmak olarak karşılık bulur. Bu sebeple iffetli olmak konusunda kadın erkek ayırımı gözetilmez. İffet bir toplumda vazgeçilmez davranış şeklidir.

Ailenin korunmasında önem arz ettiği için Kur’an ve sünnet kurallarıyla aile hukukunda iffetle alakalı hükümlere de yer verilmiştir.

“Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler.”  Şeklindeki Mu’minun suresi 8. ayet hakkında da Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 4, Sayfa: 12’de şu bilgilere ulaşıyoruz:

“Müfessirler, buradaki emanet ve ahid kavramlarının hem insanlar tarafından korunması ve esirgenmesi için bırakılan nesneler, riayet edilmesi istenen sözleşmeler gibi maddî ve manevi emanetleri, görevleri hem de Allah’ın kullarına yönelttiği ve kulun iman ikrarıyla uymayı taahhüt ettiği ilâhî hükümleri kapsadığını belirtirler. Buna göre meselâ birine korunması için bırakılan mal gibi Allah’ın müminden yerine getirmesini istediği namaz, oruç vb. ibadetler de birer emanettir.” (Râzî, XXIII, 81)

Bu bilgiler ışığında kurtuluşa ermek için mümin olmak, mümin olmak için de diğer şartların yanında iffetimizi korumak, emanet ve ahitlere riayet etmek zorunluluğu vardır.

Mu’minun suresinin bu 10 ayeti üzerinde durmaktan maksadımız. Peygamberimizin bu 10 ayet hakkında verdiği müjdedir.

Hz. Ömer’den rivayet edilen bir hadise göre Resülullah, bir ara olağan üstü vahiy hallerinden birini yaşarken kıbleye dönüp ellerini kaldırarak, “Allah’ım! Bize nimetini arttır, eksiltme; bizi onurlandır, alçaltma; bize ihsan et, mahrum etme; bizi seçkin kıl (düşmanlarımıza karşı) zayıf duruma düşürme; bizden hoşnut ol ve bizi senden hoşnut kıl!” diye dua ettikten sonra, “Şu anda bana on âyet indi; kim bu ayetlerin gereğini yaparsa cennete girecektir” buyurmuş, ardından da bu surenin ilk on ayetini okumuştur. (Müsned, I, 34). (Kaynak: Diyanet İslam Ansiklopedisi)

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …