Uğur Kepekçi
Yaşamaya çalıştığımız sosyal hayatta ayakta kalmak, mutlu yaşamak o kadar zor bir hâle geldi ki insanın çoğu zaman halkla bir araya gelmekten sakınası geliyor.
Sokaklar mutsuz ve öfkeli insanlarla dolmuş taşıyor. Sokaklarda, toplu taşıma araçlarında, hemen her gün birbirine bağıran, kavga eden insanlara rastlıyoruz.
Toplumu bir arada tutan değerlerimizden o kadar uzaklaştık ki dostluk, arkadaşlık, yardımlaşma, ortadan kalktı, adeta insanlık batıyor.
Dünya malına verilen kıymet, insanı değersiz kıldı. Böylece insani ilişkiler adım adım yok olmaya ve sosyal hayatın dengesi şaşmaya başladı.
Bu günlere elbette bir anda gelinmedi. İlahi mesajlara kulak tıkayan, toplumun değer yargılarına ters düşen insanlar, kendi geleceklerini kararttı, yaşadığı hayatı kendi eliyle zindana çevirdi.
Yüce Peygamberimiz (s.a.a.) bir hadislerinde: “Her ümmetin bir fitnesi (bir imtihan sebebi) vardır. Benim ümmetimin fitnesi de dünya malıdır.” (Tirmizî, Zühd: 26).
Dünya malı ile imtihan edileceğimizi bildiği halde sözde inançlı insanlar, dünya malına sahip olmak ve onu da güya ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını görmek için kullanmak gayesiyle zengin olmayı istediler.
Dünyayı kendi lehine çevirmek adına, dünya malına sahip olmak için ortaya konan çaba, inanç sahibi kimselerin önüne bir kapı açtı.
Bu kapıdan içeri giren inanç sahibi insanlar, bazı ellerin de yardımıyla, teşvikiyle adım adım güçlendi. Siyaset sahasında, ticaret sahasında çok ciddi mesafeler kaydetti.
İstenilen şey gerçekleşti. Müslüman zengin oldu. Onların da televizyonları, gazeteleri, işletmeleri, holdingleri oldu. Ama bu güç, güzel ahlaka erişmemize ve dindarlaşmamıza yaramadı.
Bu arada unutulan şey dünya malının imtihan olduğuydu. Elde edilen dünyalıkların nasıl kullanılacağı göz ardı edildi. Dünya malının araç olmaktan çıkartılıp amaca dönüştürülmesinin önüne geçilemedi.
Hz. Mevlana’nın ikazı unutuldu: “Geminin yüzmesi için suya ihtiyaç vardır ancak geminin içi su alırsa gemi batar.”
İnsan, eline-cebine koyması gereken parayı-serveti, dünya malını, gönlüne koydu. Bu sebeple gönül gemisi su aldı. Adım adım battı. Batmaya da devam etmektedir.
Gönül gemisi su alan insanlığın batmaktan kurtulması için dünya malının bir imtihan aracı olduğunun bilincine varılması gerekmektedir. Suyu geminin dışına almalı ve üzerinde yüzmeye başlamalıyız. Aksi takdirde insanlık batmaya mahkûmdur.
