İslam’ın temel vasıflarından İslam’ın din olduğunu ve kaynağının vahiy olduğunu bundan önceki makalelerde bahsettik. Bu bölümde de “İslâm’ın temeli Kelime-i Şehadettir” konusunu Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın eserinden aktarmaya devam edeceğiz. Kelime-i Şehadet İslam’ın temeli olup, iki nükteyi ifade etmektedir; 1-Tevhid: Allah ‘tan başka ilah yoktur. 2- Nübüvvet: Hz. Muhammed (sav) Allah’ın elçisidir. Burada asıl olan tevhittir, ancak tevhit nübüvvetle …
Devamıİslam’ın temel vasıfları (2)
İslam’ın temel vasıflarını Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın şaheserinden aktarmaya devam edeceğiz. Bu bölümde İslam’ın Allah’ın emirle din olarak insanlara sunulmuş olduğunu “İslam Din‘dir” başlığı altında izaha çalışacağız: Din, sözlükte: Adet, taat, ceza ve mükafat, sulta, hal ve tavır, itaat, hesap verme, sîret ve hüküm gibi birçok manalara gelmektedir.” Istılahta ise din: Allah tarafından vaz’edilmiş bir kanun, bir hükümler ve …
Devamıİslam’ın temel vasıfları (1)
Dinin doğru anlaşılması için temel kaynak ve o kaynakların vasıflarını hayatına tatbik edebilecek kutlu şahsiyetlere ve onların çağının insanı için ortaya koydukları tespitlere mutlak ihtiyaç vardır. Aksi taktirde din şahsileşir kişilerin anlayışına idrakine ve nefislerinin eline kalır ki o zaman asliyyetini kaybeder. Dinimiz İslam Allah’ın koruması altında olduğu için kaybeden din değil insanlık olacaktır. Bu sebeple İnsan-ı Kamilin ortaya koyduğu …
Devamıİslam’a itirazlara genel bir bakış
Değerli okurlarım! Rahmetli Haydar Baş Hocamız; “Halkımızın dinimiz İslam’ın en temel konularda dahi hafızasını kaybederek dini ve milli bütünlüğümüzün derin yaralar aldığını; kendini sapık akımlara karşı korumakta zorlandığını” dile getirirdi. Hatta; “Halkımıza gusül abdestini anlatmaktan başlayın. Göreceksiniz inandığını iddia edenler arasında dahi gusül abdestini bilmeyenlerin çoğunlukta olduğunu göreceksiniz” ifadesini kullanırdı. Yaptığımız çalışmalarda buna bizatihi şahit olduk. Toplumda deizm ve ateizm …
DevamıGelin Allah diyelim, kalpten pası silelim
Toplumda merkez insan; insanda merkez kalptir. Toplumu düzeltmenin yolu insanı düzeltmekten, insanı düzeltmenin yolu ise kalbi düzeltmekten geçtiğine göre kalp üzerinde ciddiyetle durmak gerekmektedir. Hadisi kutside haber verilen “Yere göğe sığmam mümin kulumun kalbine sığarım” buyruğundan anlaşıldığı üzere; Kalp Allah’ın tecelli ettiği mekân olduğuna göre; kalbin korunması, temizlenmesi, güçlenmesi için gıdaya ihtiyacı vardır. Bu sebeple iman sahibi her insanın bu …
DevamıZikrullahın özel ve tasavvufî manası (1)
Bir meselenin iyi anlaşılması için çaba ortaya koymak maksadıyla uzun yazılar yazdığımın farkındayım. Çünkü okunabilir makalenin kısa ve öz olmasının gerektiğini de biliyorum. Ancak yazılarımızı gönül sohbeti tadında ve anlaşılır kılmak için elimizden gelen çabayı sarf etmeğe kalkışınca, ister istemez yazılar çoğu zaman birkaç gün sürmektedir. Aslında her makale kendi içinde anlaşılır bir bütünlük arz ettiği gibi takip eden makaleler …
DevamıHz. Mevlâna ve kulluk (2)
Hz. Mevlâna’nın hayıtının gayesinin kulluk olduğu yönünde Prof. Dr. Haydar Hocamızın İslam ve Mevlâna eserinden tespitlerle devam edelim müsaadenizle: Mevlâna, vasiyetinde de kulluk görevlerini hatırlatmakta ve insanları kulluk görevlerini yerine getirmeye davet etmektedir: “A ulu kişi, gücün yettikçe, peygamberlerle erenlerin yolunda çalış, çabala / Birisi inanç yolunda kulluk yolunda yürür de bir soluk olsun ziyan ederse kâfir olayım ben.” Kulluk, …
DevamıHz. Mevlâna ve kulluk (1)
Hz. Mevlâna hakkında yaptığımız araştırmaları onun gibi bir aşk sultanı olan Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın “İslam ve Mevlâna” eserinden derledik. Yaptığımız araştırma bir yandan Hz. Mevlâna’yı her yönüyle ele alarak hakkındaki yalan yanlış söz ve fikirlere cevap vermeye yönelik oldu. Bir yandan da Hz. Mevlâna gibi bir şahsiyetin gönül dünyasına bir pencere açıp gücümüz nispetinde istifade etmeye çalıştık. Hz. …
DevamıHz. Mevlâna ve bazı felsefî akımlar (4)
Hz. Mevlâna’ ya mistik diyenler de bilerek ya da bilmeyerek yanıltma ve saptırmaya alet olmuşlardır. Zira mistisizm 1804 yılında Latince “Mysticus” kelimesiyle Fransız diline girmiş salt iç duyuş, sezgi ve duyguda aşırı giden filozofik bir doktrinin, bir felsefi ekolun adıdır. Mistik kelimesi ise, 1390 yılında “Mustikos” (sırlarla ilgili) anlamına gelen kelimeden türemiş tir. Dinî çevrelerde, ruhanî adam, akıl üstü olaylar, …
DevamıHz. Mevlâna ve bazı felsefî akımlar (3)
Hz. Mevlâna’nın hümanizmle ilişkisi olmadığını ortaya koyan bir diğer gerçek de onun, gönül dünyasını üstün tutması gerçeğe ulaşmada kalp gözü gerçeğini esas alması, bu sebeple ilahi aşka insanın gayesi yolunda en büyük burak ya da delil saymasıdır. Bu noktada Mevlâna, aklı faydalı bir nimet kabul edip kullanmakla beraber, onun sınırlı olduğunu ve hakikate ulaşmada yetersiz kaldığını ifade eder. O, aklı, …
Devamı