Kabir ziyareti ve kabirde Kur’an okumak -1-

Çocukluk yıllarımızda Kilis’te cuma günleri ve bayramlarda kabir ziyaretlerine gidilirdi. Mezarlıkta eline Kur’an’ı alan Kur’an kursu ve imam hatip talebeleri ya da bu işi meslek edinmiş olan bazı yaşlı okuyucular “ölüsünü aziz eden” diye seslenerek dolaşırlardı.

Bir de Kur’an ve ilahiler okumakta mahir olan “Kör Emin” lakaplı gözleri görmeyen yaşlı biri vardı. Kur’an okumasını bilmeyen ya da gerçekten ölüsünü aziz etmek isteyenler bunları mezarına getirir orada güzel sesleriyle Kur’an okurdu.

Cuma günleri sabahın erken saatlerinden Cuma namazına kadar mezarlarda müthiş bir kalabalık olurdu. İlla her mezarın başında birkaç kişi olurdu. Kimi çiçek eker, kimi sulama yapar, kimi Kur’an okurdu. Mezarlıklar Cuma günleri halkın buluşma yeri gibi herkes birbirine selam verir hal hatır sorar birbirinin acısını paylaşırdı.

Bir de yeni vefat edenin kabri 3 gece imsak vaktinde ziyaret edilir. Yakın akraba ve dostlar yaz, kış, kar, çamur demeden bu uygulamaları yerine getirirdi. Buna Kilis’te halk arasında “lahte gitmek” derlerdi.  Sabahın seherinde kabirde Kur’an okunması yeni vefat etmiş birinin mezarında müthiş bir tefekkür ortamı sağlardı.

Gün oldu harman oldu. Sözde dindarlar, sözde milliyetçi ve sözde muhafazakarlar iktidar olmaya başlayınca bu güzel uygulamalar yavaş yavaş kaldırıldı. İktidar sahiplerinin gafletini fırsat bilen haçlı batının beleş ya da paralı avukatları, Dinlerarası Diyalog sapkınları, radikal selefi akımların etkisinde kalmış hocalar ve bazı müftüler ‘bu uygulamalar bidattir haramdır’ diyerek halkın kafasını, gönlünü karıştırdılar.

İman ehlinin kafasına ve gönlüne fitne tohumları ektiler. Önce “lahte gitme” sonra mezarda Kur’an okutma yavaş yavaş terk edilince mezarla halkın bağları da koptu.

Bazıları güya Kur’an yaşanmak için gönderilen bir hüküm kitabı olduğunu hatırlatmak için söylediği bir şiiri bile ters anlamış ya da öyle anlamak işine geldiği için çarpıtmıştır.

“Ya açar Nazm-ı Celîl”in, bakarız yaprağına yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına. İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için!”

Bu söz, Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy kurtuluş savaşı sırasında halkın cihat ruhuyla ayağa kalkmasını, vatanını müdafaa etmesini temin etmek ve Kur’an’ın hükümlerini anlamaya davet ettiği bir sözdür.

Bu sözü kullanarak kabir ziyaretleri ve kabirde Kur’an okumanın faydasız bir şey olduğu fikrini tamamen reddediyoruz.

Sapla samanı birbirine karıştıranlar, haçlı batının oyununa gelmiş halkla kabirde yatan geçmişinin bağları kopartılmıştır.

Kabir ziyaretleri kişinin geçmişi ile bağlarını güçlendiren, nesilden nesile hayat hikayelerinin aktarıldığı bir mekteptir. Bir dönem anneannem ve dedemle hafta sonları mezarlığa giderdik. Kendileri için aldıkları mezar yerine bakım yapardık. Ağaçlandırır, çiçekler ekerdik. ‘Beni şuraya gömün, mezarıma falan çiçeği ekin’ diye de vasiyet ederlerdi. O zaman araç falan da olmadığı için yaya gider yolda gördüğümüz mezarların kimler olduğu ve hayat hikayelerini anlatırlardı. Şimdi de annem ve babamın engin bilgilerinden istifade ederek kabir ziyareti yapıyoruz. Çok ama çok istifade ediyor feyz alıyoruz. İnanarak severek Kur’an okuyoruz.

(Devam edecek…)

Önerilen Makale

Gazzelinin ahı dünyayı yakacaktır

Yıllardır Filistinliler zulüm altındadır. Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa mahzun ve esaret altındadır. 65 yaşında bir kardeşiniz …