Kamuda tasarruf olur mu?

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Av. Hüseyin Baş, sosyal medya hesabından önemli mesajlar vermeye devam ediyor. Gerçekleri öğrenmek için Hüseyin Baş’ı takip etmeye devam edin.

Sayın Hüseyin Baş, 27.04.2024 tarihli mesajında kamuda sözde değil özde tasarruf çağrısında bulundu.

“Kamuda tasarruf diyorlar. Hurraaa işçiye emekliye esnafa vatandaşa yükleniyorlar!

Kamuda tasarruf örtülü ödenekten başlamalı.

Saray’ın harcamalarından başlamalı.

Cumhurbaşkanı maaşı, bakanların maaşı, milletvekili maaşlarından başlamalı.

Yap-işlet-devret modelindeki yandaş müteahhitlerden başlamalı.

Emekliden, memurdan, devletin milletine hizmetinden değil!”

Sayın Baş, bu mesajında kamuda tasarruf yapılacak diye sahnelenen oyunun sadece bir tiyatrodan ibaret olduğunu gözler önüne sermektedir. Gerçekten de kamudaki israfı durdurabilsek ya da tasarrufu gerçekten de kamudan başlatsak çok sorun kökten çözülür.

Kamudaki israfın boyutlarını sağır sultan bile duymuş vaziyettedir. Sözde dindarlığın zirve noktası diyanet camiasından tutun, devletin en küçük kamu işletmesinde çalışan amirlerin, makam araçlarına bakmanız bile yeterlidir. Kamunun araçlarıyla özel işlerini görenler de işin cabası…

Kamunun israfına bir bakın ne olur. Sağı solu ayırt etmeden sözde millet bahçelerine bakın, oralara dikilen ağaçların hangi ülkeden kaç bin dolarlarla ithal edildiğine bakın. Restorasyon çalışmalarında taşeron firmaların aldığı bedellere bakın. Kılıfına uydurulmuş, kanunda suç sayılmayan ama asla caiz olmayan ihalelere karıştırılan fesatlara bakın.

Fazla söze gerek yoktur. Ben size farklı bir kapı açayım:

İbrahim bin Edhem hazretleri: “Borcu olan kimse, borcunu ödemedikçe, yağlı ve sirkeli yemek yememelidir” buyurur.

En küçük kamu kuruluşunun dahi borç batağına battığını görüyoruz. Yüksek maaş alan hiçbir kamu yöneticisi çıkıp “devletim sıkıntı içinde ben de şu kadar fedakârlıkta bulunayım. Ya da israftan kaçınayım. Ya da işe gelip giderek kullandığım koruma ordusundan birkaç araç ya da birkaç görevli eksilteyim” diyen yoktur.

Halka sabır ve şükür tavsiye edip zevkusefa süren, deveyi hörgücüyle yiyen bir sistemde kamuda tasarruf olacağını hiç de tahmin edemiyorum.

Sayın Cumhurbaşkanımız, belki de dünyanın en yüksek derecede korunan lideri konumundadır. Saraydaki masraf bir yana saraydan bir çıkmaya görsün. Allah muhafaza bir Cuma namazına gitmeye görsün. Yapılan harcamalardaki israflar, akılların anlamakta zorlandığı işlerdir. Elinizi vicdanınıza koyunuz bunları tefekkür ediniz.

Dindarlıktan söz edenler, Yüce Allah’ın “Habibim sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım” dediği, Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed’in hayatına baksınlar. O, varlık içinde yokluk yaşamış asla kendine özel muamele istememiştir. Ey yönetenler, ahiretteki hesabı da mı düşünmediniz?

Efendimiz (s.a.a.) sofrada ashabıyla yemek yerken eline bir lokma ekmek alıyor ve “Ey ashabım her lokmadan hesaba çekileceksiniz” buyuruyor.

Atalarımız “tatlı tatlı yemenin acı acı da çıkarması olurmuş(!)” derler. Bazısının bu dünyada bazısının da ahirette çıkacaktır acısı…

Ömer’in adaleti diye diye iktidar olanlar bırakın adaleti şu hadiseden bir ders alırlar mı acaba:

Hazret-i Ömer hilafeti zamanında devesiyle Şam’a gidiyor. Yolculuk esnasında bir saat kölesi biniyor, bir saat kendisi biniyor. Şam’a gireceği sırada bütün halk sokaklara dökülmüş, halifeyi karşılayacaklar. Deveye binme sırası da kölede. Yanındakiler diyorlar ki “Efendim, halk devenin üzerindekine itibar eder. Halife diye ona hürmet ederler, ona saygı gösterirler. Lütfen deveye siz binin!” Hz. Ömer der ki:

“Allah bizi Müslüman yaparak en büyük şerefe kavuşturdu. Siz, hâlâ izzet ve şerefi deve üzerinde mi arıyorsunuz? Eğer hâlâ izzet ve şerefi deve üzerinde arayanlar varsa, işte deve orada. Ben Muhammed Aleyhisselamın ümmetiyim. Allah’a iman ettim. Bu şeref bana yeter. Sıram gelmeden deveye binmem.” Deve ve makam sahiplerine duyurulur(!)

Özel mülk sahibi olan istediği şekilde davranma hakkına sahiptir. Ama kamudakiler, bırakın sıra ile deveye binmeyi uçak filolarına araç filolarına sahipler. Saraylarda yaşıyor “itibardan tasarruf olmaz” diyorlar.

Görünen o ki sistem kendi adamlarını yetiştirmiştir. Bu sitem değişmeden kamuda tasarruf olur mu? Tüyü bitmemiş yetim hakkı yiyenlerin hali nice olur, ölelim de görelim.

Önerilen Makale

Sakın ‘demokrasi’ istemeyin siz de yargılanırsınız

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) ülke çapında il, ilçe olağan kongrelerini son sürat tamamlamaya sonunda da …