Toplumdaki yozlaşma, kokuşma, bencilleşme ve cahilleşmenin tavan yaptığı bir dönemde Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, “Kaybolan Değerlerimiz” sempozyumları başlatmıştı.
İlk sempozyum 1 Ağustos 2019 da Trabzon’da yapıldı ve onur konuğu olarak da kendisi programa katılmakla, Kaybolan Değerlerimiz konusuna verdiği önemi ispat etmiş oldu.
Kaybolan Değerlerimiz, ülke çapında il ve ilçe bazında sayısız programlarda dile getirildi.
Bendeniz de konuşmacı olarak çeşitli il ve ilçe programlarında görev aldım. Muhterem Hocamızın talimat ve onayıyla bu çalışmalarımızı Kaybolan Değerlerimiz adlı bir kitapta topladık. Şahsıma ait resmi ugurkepekci.com.tr. Sitemizde sizlerin hizmetine sunduk.
Kaybolan Değerlimiz programlarını vatandaşımıza sunduğumuz hemen her yerde yoğun katılım sağlandı. Bir dokunduk, vatandaşımızdan bin ah işitti. Ancak “ipin ucunu kaçırdıktan sonra yakalamak zor olur” der büyükler.
Yıllardır yapılan hataların ihmallerin mutlaka bir bedeli olacaktır. Ölçülü olmanın önemini anlatmak için “Temeli sağlam olmayan binalar çabuk yıkılır” sözü Atasözlerimiz arasına girmiş ama beyinlerimize bir türlü girmemiştir.
Tam da bu söz üzerine deprem ile Kaybolan Değerlerimizin meselesinin birbiriyle ilişkisi üzerine birkaç satır yazalım istedik.
Deprem, doğada meydana gelen sarsıntı ya da vuruntudur. Bu esnada, üzerinde bulunan çürük her şeyi tuz buz eder. Deprem, insanların ve ilmin kabullendiği önlenmesinin imkânsız olduğu ilahi bir olaydır.
Demek ki deprem, etki alanı içinde olan temeli çürük yapıları yıkmak konusunda acımasızdır. Dinli dinsiz, kadın erkek, çocuk büyük, insan hayvan, ayırt etmeden yıkılan yapıların altında kalanlar can ve mal kaybına uğrar.
Depremin muhatapları: Yapıları yapan ve yapılarda ikamet edenlerdir. İkamet edenler, yapılan yapıların sağlam olup olmadığını bilmez. Yapıların sağlam olup olmadığını, yapıları yapanlar ve denetlemek zorunda olan makamlar bilir.
İnşaat sektöründe dönen rantları dinli dinsiz kimse inkâr edemez. Eli güçlü olan para ve siyasi çevre gücünü arkasına alan birileri; ruhunu besleyen, değerlerini, dürüstlüğü kaybettiği zaman gizli bir katil hüviyetine bürünür. Onun düşündüğü tek şey vardır: Kazanacağı para!
İnşaat sektöründe kalifiye işçi, kalifiye usta bulmanın zorlaştığı dönemde sağlam yapı bulmak karanlıkta kaybettiğini bulmak kadar zorlaşmıştır.
Depremdeki mal ve can kaybının baş sorumlusu hükümetler, belediyeler, dürüstlüğünü kaybetmiş, mütahitlerdir.
İnsan olmanın onuru olan imanını, adaleti, dürüstlüğünü, merhametini kaybedenlerden; sağlam yapı beklemek hayaldir. Ülkemizin her köşesinde bir yerlerinden çalınmış, eksiltilmiş, ruhsatlı ruhsatsız, iskanlı iskansız yapılar mezar olmak için beklemektedir.
Kaybolan her değer toplumun temel taşlarından birinin yok olması hükmünde olduğunu anlayıncaya kadar daha çok felaketler yaşarız, sosyal hayatın bütün şubelerinde… Allah sonumuzu hayreylesin!
Uğur Kepekçi