Kilis’in kurtuluşu mu?

“Bugün 7 Aralık Kilisin kurtuluşunun 100. Yıldönümüdür” diye beylik ve akademik bir başlık atmak isterdim. Coşkuyla bayramınızı kutlamak isterdim. Ama o zaman da “körler sağırlar birbirini ağırlar” misali kandırmaca bir yazı olurdu makalemiz.

Kilis, kurtuluşundan bu yana tarihinde olmadığı kadar sıkıntılı günlerden geçiyor. Gerek etnik değişim olarak gerek sosyal yapı olarak gerek kültür erozyonu olarak çok ciddi değişimlerden geçiyor.

Sokaktaki vatandaşın Kilis’te olan bu değişimi görebilecek seviyede olabileceğini hiç zannetmiyorum. Sivil toplum örgütleri de suya sabuna dokunmaktan çekindiği için ya da değişimin kodlarını anlamaktan uzak olduğu için süreç “bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete…”şeklinde devam ediyor.

Öteden beri bildiğimiz ve dillendirdiğimiz BOP kapsamında Kilis üzerindeki hesaplar, tabir yerindeyse saat gibi işliyor.

Bir tane Yahudi’nin bile olmadığı Kilis’te Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restorasyonu yapılan Havra’da Museviler, Işıklar Bayramı olarak da bilinen Hanuka Bayramı’nı kutladılar. Törene Kilis doğumlu olduğunu dile getiren, İsrail’den gelen Yahudi vatandaşlar da katıldılar. Yapılan ayinde Yahudiler, Sayın Cumhurbaşkanımıza çok çok dua ettiler…

Burada yanlış anlaşılmasın, kimsenin dini inancına bir sözümüz yoktur. İsteyen Hak ya da batıl kendi dininin gereğini yerine getirir. Bizim endişemiz, Kilis’in üzerinde oynanmak istenen oyunlardır. Hafızamızı yoklayınca, bazı şeylerin bilinçli bir şekilde adım adım uygulandığı hissiyatına kapılıyor insan…

Yıllarca Kilis’in girişine “Sahabeler Şehri” tabelası asanlar, onun yerine son aylarda “Kadim Medeniyetler Şehri” tabelasını asmakla, zaten belli bir planın adım adım sahnelendiğini işaret etmiyor mu?

Aklıma gelen delice sorulardan biri de Suriye’den göç edenlerin arasında Yahudi vatandaşların da çıkıp; “ben burada sürekli ayin yapmak istiyorum” deyip, yavaş yavaş evlatlarınızı buralara çekip; din değiştirmesine sebep olunursa, Yahudi Mustafa, Yahudi Sakıp, Yahudi Şahin yetişmeyeceğine garantiniz var mı?

Bu faaliyete en çok sevinen FETÖ elebaşı Fethullah Gülen olmuştur herhalde. Onun hayalleri gerçekleşmeye devam ediyor. Dinlerarası diyalog son gaz yürüyor. Faklı dinler, farklı kültürler yeşeriyor, halkının tamamının Müslüman olduğu Sahabeler diyarı Kilis’te…

Yaşanan bu durumdan inşallah Kilis’te yatan sahabelerin ruhu incinmemiştir. Çünkü Kilis’in gerçek sahipleri, Kilis’in topraklarında yatan şehitler, evliyalar ve sahabelerdir.

Geçtiğimiz günlerde Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Av. Hüseyin Baş 8. Olağan Kilis il kongresinde yaptığı konuşmada, Kilis’in Büyük İsrail Projesi içerisinde düşünüldüğünü dile getirmiş, bizleri uyarmıştı:

“Bugün Suriye’deki karışıklığın sebebi Büyük İsrail Projesini hayata geçirmek isteyenlerin arzularının hayata geçmesidir. Babam Prof. Dr. Haydar Baş Kilis’e son geldiğinde size söylediklerini tekrar edeyim. Kilis de bu projenin içindedir ve Kilis’i elimizden almak istiyorlar. Eğer bir bölgeye fazla yabancı getiriyorsan amacın o bölgeyi yabancılaştırmaktır. Kilis nüfusundan fazla Suriyeli burada var. Burada yabancılaştırılıp büyük İsrail’in içine katılmak istenen bir toprak var.”

Bugün bazılarınıza hayal gibi gelebilir ama üzerimizde hesapları olanların acelesi yok, on yıllarca beklerler ve yerli destekçilerinin de yardımıyla amaçlarına erişirler.

Endişelerim nedeniyle, Kilis’in kurtuluşunun 100. Yıl dönümünde böyle bir yazı kaleme almayı seçtim.  Umudum o ki; Kilislilerin ve milletimizin, Kilis’in nasıl ve kimden kurtarıldığını, şimdi ne halde olduğunu düşünmesine katkı sağlamaktır.

Önerilen Makale

Atatürk’ün mersiye yazdığını duydunuz mu?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Aziz Atatürk hakkında ömrümüz boyunca makale yazsak konuşsak Onun vatanımıza, milletimize …