Dilimize yerleşmiş bir tabir vardır. “Kırmızı çizgi!”
Ne hikmetse bu terim daha çok siyasiler tarafından kullanılır. Ancak bu sihirli kelimenin en büyük özelliği en çok ihlal edilmesidir!
Siyasiler birbirileriyle ortak bir işe kalkışınca, kendilerince “kırmızı çizgilerini” dile getirirler. Anlaşmalar, sözüm ona kırmızı çizgiler üzerinde yapılır. Bir zaman sonra çizginin ya rengi değişir ya da çizgi kaybolur ortalıktan…
Nedir bu “kırmızı çizgi”?
“Kırmızı çizgi” birilerinin ne pahasına olursa olsun vazgeçmeyeceği hassasiyetleridir. Herkesin kendince vazgeçilmez şartları, düşünceleri, idealleri vardır ve buna da “kırmızı çizgi” derler…
Türk siyasi tarihinde “kımızı çizgi” diye adlandırılan çizgilerin silindiğini çok gördük. Bu ifade kirlendi ve anlamını yitiren kavramlar arasına girdi.
Birileri sözünün arasında “kırmızı çizgimiz” falan gibi cümleler kullanınca (istisnalar hariç) gülüp geçiyoruz! Sadece biz mi?
Kargalar da gülüp, uçuyor semalarda…
Herkesin ağzında sakız olan bir “kırmızı çizgiden” bahsedelim; o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Çok eskilerden beri biliyorduk ama son Ayasofya’daki lanet hutbesinden sonra, gördük ki çoğunun Atatürk hakkında “kırmızı çizgi” diye bir derdi yokmuş.
Muhalefetten cılız birkaç tepkinin dışında en belirgin tepki Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Avukat Hüseyin Baş tarafından dile getirildi.
Gördük ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında en sağlam ve en belirgin “kırmızı çizgisi” olan Bağımız Türkiye Partisi’dir.
Bu konuda ebedi Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş’ın ve muhteşem kadrosunun geçmişte ortaya koyduğu mücadele dillere destandır.
Şimdi de Bağımsız Türkiye Partisinin muhteşem Genel Başkanı Avukat Hüseyin Baş’ın ortaya koyduğu destansı mücadele tarihe geçecektir.
Biz geçmişte çok “kırmızı çizgi” gördük ama şimdilerde rengi değişmiş, anlamı değişmiş, maksadı değişmiş…
Gördük ve şahit olduk ki en belirgin “kımızı çizgi” menfaat olmuş, çıkar ilişkileri olmuş, para olmuş, şöhret olmuş.
Gözlemlerimize göre, toplumda oluşmuş genel kanaat; “kırmızı çizgi” artık idealleri, inançları, davaları değil; çıkarları temsil ediyor. Kim kimin “çıkar çizgisine” dokunsa, kıyametler kopuyor…
Şu bilinmelidir ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimizin en “kırmızı çizgisi Atatürk” olmak zorundadır.
Bu sebeple ülkemizi karış gezip “Atatürk vatandır”, “Atatürk bayraktır”, “Atatürk bir milletin birleştirici harcıdır”, diye haykıran Prof. Dr. Haydar Baş’ın kadrosu ve evladı Avukat Hüseyin Baş iş başındadır.
Sizi bilmem ama biz onların kırmızı çizgisinin Atatürk olduğunu gördük, duyduk ve çok sevindik. İyi ki varlar…