28 Haziran 2021 tarihli “Kimlik bunalımından kurtulmalıyız” makalemizde kimlik ve kişilik bunalımlarından bahsetmiştik.
Gerçekten bir ferdin gerek kendine, gerek yaşadığı topluma bir fayda sağlamak niyeti varsa, kişilik geliştirmekle alakalı kitaplar okumalı, kendi üzerinde denemeler yapmalı ve gayretler ortaya koymalıdır.
İnsanın bir işe başlamasının ilk hareket noktası, elbette kendi benliğinden yola çıkmak olmalıdır.
Ben bu işin neresindeyim? Ne yapmak istiyorum? Sorularını kendine sormalı, cevabını bulmalı daha sonra işleme başlamadır.
Rahmetli Celal Mısır hocamızın bu konuda verdiği harika bir örnek vardır onu aktaralım.
Celal Mısır Hocamız insanoğlunun bir konuda değişime ihtiyaç duyduğu zaman bunun üç aşamalı eylem planıyla başarılabileceğini anlatırdı. Özetlemeye çalışalım müsaadenizle:
İnsan kendinde kabul etmediği bir hâlin değişimini istediği zaman bunun üç yolu vardır. Tanıma, kınama, terk etmedir.
Tanıma: Değişmek istediği davranış ya da düşüncenin kendine ne gibi zararlarının olduğunu, tespit etme aşamasıdır. Değişimin boyutu burada meydana çıkar.
Kınama: Değişimine karar verdiği ve kendine zarar verdiğini kabul ettiği davranış ve düşünceden nefret etme, yani kendini bu hâlden dolayı kınama dönemidir. Bu aşamada “Bu fikir ya da davranış bana yakışmıyor, ben bu halden mutlaka kurtulmalıyım, bir çaba ortaya koymalıyım” demelidir. Bu aşama ve değişime karar vermede kararlılık hâlidir. Bundan sonra iş daha kolaydır. Çünkü artık gayret etme zamanı gelmiştir.
Terk etme: Kişinin beğenmediği bir davranış ya da fikrin kendine olan zararlarını tespit edip kınadıktan sonra değişimin eylem safhası başlamıştır.
Burada önüne çıkabilecek engellere, onu bu işten alıkoymaya çalışabilecek karşıt fikirlere karşı, direnç ortaya koymaya ihtiyaç vardır.
Elbette burada da önüne bir yol haritası çıkacaktır. Gayret, sabır ve sebat uygulamasından vazgeçmeyecektir.
Başlangıçta kendine zarar veren bir fikir ya da davranışın terkine karar verdikten sonra değişim gerçekleşmeden vaz geçtiği anda verilen bütün emekler boşa gidecektir.
Değişimin yarım bırakılması neticesinde, yorgunluktan sonra, psikolojik sorunlar baş gösterecek, terk edemediği davranışın kendine daha fazla yük olacağını ve sıkıntı vereceğini görecektir.
Çünkü daha önce kendine zarar veren davranış hakkında çok bilgi sahibi değilken, tanıma ve kınama aşamasına gelmediği için daha rahattı. Ama beğenmediği o hâli tanıdığı hâlde, kınadığı ama terk edememesi gerçekten çok daha büyük sorunlara sebebiyet verecektir.
Bu sebeple kişilik bunalımından kurtulmak için son devirlerde adına “kişilik gelişimi” denilen eğitime mutlak ihtiyaç vardır.
Fertten topluma iyileşme hareketinin başarısından, ferdin mutluluğu, toplumun huzur ve refahı sağlanacağı için hep birlikte kazanacağız.