Zariyat suresi 56. Ayeti kerimede yüce Allah “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” Buyurmakla yaratılış gayemizin çerçevesini çizmiştir.
Öyleyse insanoğlu hayat serüveninin amaç ve rotasını, kulluk üzerine bina etmek mecburiyetindedir. Kimseye kafasına göre “ben yaptım oldu, ben dedim oldu” mantığı, ne dünyada ne ahirette kalıcı bir fayda sağlamayacaktır. Ayrıca hayatın anlam ve gayesi de kalmayacaktır.
Kulluk denince ilk akla gelen samimiyet olmalıdır. Kulluk çerçevesinde yapılacak düşünce ve eylemelerin samimiyet ekseninde icrasını yüce Allah ibadet olarak kabul etmektedir.
Yüce Allah, insanların kulluk ve ibadetlerinde mutlaka samimi niyet beslemesini istiyor. Aksi halde dış görünüşü ne kadar güzel görünse de samimi olunmadığı takdirde yapılan işlerin bir değerinin de olmadığını beyan ediyor. İmam Gazali İhya’sında; “İçerisine, kendisinden başka hiçbir şeyin karışmamış olduğu şeye hâlis adı verilir. Tasfiye ve durultma işini yapan fiile de ihlâs adı verilir. İhlâs’ın zıddı İşrak (karıştırma)tır” buyurur? Yapılan her işin ibadet olarak değerlendirilmesi ve karşılığında mükâfat elde edilebilmesi için niyetinde sadece Allah’ın (c.c.) rızası gözetilmesi istenmektedir.
Bu inceliği Yüce Allah Kur’an’da şöyle beyan eder; “Kim Rabbine kavuşmayı arzu ederse salih amel işlesin ve Rabbine (yaptığı) ibadete hiç kimseyi ortak etmesin!” (Kehf, 110).
İçerisinde samimiyet olmayan ve fakat dışarıdan güzel görünen öyle ameller vardır ki o kişiye elem ve azaptan başka bir şey kazandırmaz. Bu konuda Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.a.) Efendimizden bir hadis aktaralım:
“Allah’ın kendisine ilim verdiği kişiye Allah Teâlâ sorar: ‘Öğrendiğinle ne yaptın?’ Ya Rab! Onunla gece gündüz Sana ibadet ettim. Yalan söylüyorsun! Melekler de ‘Yalan söylüyorsun! Bilakis sen onunla ‘Filan adam âlimdir’ dedirtmek istedin. Zaten öyle de denildi!’ derler.
Allah’ın, kendisine mal verdiği kişiye Allah Teâlâ sorar: ‘Sana nimet verdim. Onu nasıl kullandın?’ ‘Ya Rab! O mal ile gece-gündüz sadaka verdim.’ Yalan söylüyorsun! Melekler de ‘Yalan söyledin! Bilakis sen onunla Filan adam cömerttir dedirtmek istiyordun. Nitekim öyle de denildi’ derler.
Allah yolunda öldürülen kişiye Allah Teâlâ sorar: ‘Sen ne yaptın’ ‘Ya Rab! Cihad ile emrolundum ve savaşırken de öldürüldüm!’ Yalan söylüyorsun! Melekler de ‘Yalan söylüyorsun; zira senin gayen ‘Filan adam kahramandır’ dedirtmekti. Nitekim dünyada iken böyle denildi’ derler.” (Müslim, İmam Ahmed, Nesâî).
Hadisi rivayet eden Ebu Hureyre şöyle diyor: “Sonra Hz. Peygamber baldırlarımın üzerine bir çizgi çekerek şöyle buyurdu: “Ey Ebu Hureyre! Bunlar kıyamet gününde kendileriyle cehennem ateşinin ilk tutuşturulacağı mahlûklardır.” (İhya-u Ulumu’d-din).
Allah’a kulluk ve gereği olan ibadetler oyun oyuncak değildir. Kişi her fiilden, her niyetten hesaba çekilecektir. Kurtuluş; katıksız Allah rızasına yönelik olan amel-niyet bütünlüğü, (samimiyet) sayesinde olacaktır.
Bu bilgiler ışığında geliniz kendimizi hesaba çekelim, yaptığımız işlerde kendimizi samimiyet testine tabi tutalım ve soralım: Kulluk iddiasında ne kadar samimiyiz?