Kurban Bayramı ve tefekkür

Bugün dini bayramlardan biri olan Kurban Bayramı’nı yaşıyoruz. Rabbim bayramı bayram şuuruyla yaşamayı, bayramın sırrına erişmeyi, rahmet ve bereketinden istifade edebilmeyi nasip eylesin.

Gücü yerinde olanlar Allah rızası için kurban kesecekler hem kendi ailelerine hem yakın akrabalarına hem muhtaç olanlara ikramlarda bulunacaklar. Böylece bayramın en büyük özelliklerinden biri olan dayanışma ruhunun da gelişmesine yardımcı olacaklar.

Ahir zaman bayramlarından birini yaşıyoruz desek yanlış olmayacağı kanaatindeyim. Bu Kurban Bayramı’nı Allah’ın savaşmayı yasakladığı bu mübarek zamanlarda devam eden savaşlar ve katliamlar sebebiyle gönül kırıklığıyla geçireceğiz. Allah’a isyanın doruk noktada yaşandığı bu bayramın yansımaları olarak huzursuz ve gönül kırıklığıyla geçmesi mukadder bir olaydır.

Bildiğiniz gibi Kurban Bayramı haram aylardan Zilhicce ayının 10. Günüdür. Zilhicce ayı; kameri aylardan 12’ncisi, Haram aylardan ve dolayısıyla hürmete lâyık aylardan biridir. (Haram aylar; Zilkade, Zilhicce, Muharrem, Receb) Bu aylarda savaşmak yasak olduğu için “eşhuru hurum” diye de adlandırılmıştır. Cahiliye devrinde Araplar arasında iç savaşlar eksik olmazdı. Dört ayda savaşmak Kur’an da Ayetle yasaklanmıştır.

“Doğrusu ayların sayısı; gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah’ın kitabında oniki aydır. Bunlardan dördü haram olanlardır. İşte doğru din budur. O halde bunlarda nefislerinize zulmetmeyin. Müşrikler sizinle nasıl toplu olarak savaşıyorlarsa, siz de onlarla toplu olarak savaşın. Ve bilin ki; muhakkak Allah, muttakilerle beraberdir.” (Tevbe / 36)

Haram aylardan zilhicce ayı içerisindeyiz ve maalesef Filistin Gazze de Müslüman soykırımı son sürat devam ediyor. Allah’ın lanetli kavmi Yahudiler Müslümanlara en şiddetli zulmü ve katliamı reva görmeye devam ediyor. Suriye’de taş üstünde taş kalmamış yeni katliamlara gebe günler yaşanıyor. Daha açık ifadeyle dünyanın her tarafında mazlum Müslüman halklar bayramı yaşamaktan mahrumdurlar.

Kendi ülkemizde özgür bir bayram yaşasak da halkımız, yoksulluk ve işsizlik sebebiyle kurban kesmekten ve Kurban Bayramı’nı yaşamaktan mahrumdurlar. Yoksulluk hayatı yaşayan toplumun büyük bir kısmı bırakın bayramda kurban kesmeyi çoluk çocuğuna bayramda yiyecek bir şeyler bulabilmenin sıkıntısını daha bayram gelmeden yaşamaya başladılar.

İktidar sahipleri halktan kopuk bir hayat yaşadıkları için halkın düştüğü bu durumlardan ya habersiz ya da ilgisizdir. Toplumun idaresine talip olup da halkını aç ve yoksul bırakan iktidar sahipleri yarın huzur-u mahşerde bunların hesabını Allah’a vermekten kurtulamayacaktır.

Sevabıyla günahıyla kutsal vatan topraklarımız üzerinde mutsuz da olsak özgürce yaşadığımız için Allah’a şükrediyoruz. Rabbim gelecek günlerde daha mutlu daha sağlıklı ve daha zengin bir hayat ve bayramlar yaşamayı milletimize nasip eylesin. Âmin.

Önerilen Makale

Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler -7-

Bu makalemizde de kurban kesmenin maneviyat âleminde karşılığı olan bir yerde kulun Allah’a yaklaşmasına vesile …