Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bu çağda en iyi anlayan Prof. Dr. Haydar Baş’tır. Bu bir iddia değil kanundur.
Allah’ın huzurunda kurulacak mahkemede zaten hiçbir gerçek gizlenemeyecektir. Burada bazı şeyleri gizleyebilirsiniz ama Allah’ın huzurunda kurulacak mahkemede gizleme şansınız yoktur.
Türkiye’de o kadar Atatürkçülükten nemalanan kesim var ama Atatürk’ü anlayan yok denecek kadar azdır. Konumuzu biraz açalım.
Atatürk’ü anlamak için O’nun mücadelelerini, şekil ve zaman açısından değerlendirmek lazımdır.
İşgal altında bir vatan, gönlünde iman Allah’tan başka hiçbir yardımcısı olmayan denizden yola çıktığı andan Samsun’a varıncaya kadar O’nun haleti ruhunu anlamadan Atatürk’ü anlamak asla mümkün değildir.
Sözüm ona Atatürk’ten sonra arada bir bazı aktörler 2. Kuvayımilliyeden bahseder ama sorsanız kuvayımilliye ne demek sınıfta kalırlar.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız bir fikir ortaya atmadan o mücadeleyi başlatmadan önce o işi kadrosuna öğretir ve yaşatır. Sonra da yaşantısıyla ispat etmesini ister.
Onunla birlikte Türkiye’de çok işler başardık. Yetmişli yıllarda vatan evlatlarının sağ-sol çatışmalarında anarşinin egemen olduğu her gün onlarca vatan evladının birbirini öldürdüğü zamanda “kavgayı ancak eğitimsiz kimselerin yapabileceğini, gereken mücadelenin fikir mücadelesi olduğunu” dile getirip gençlerin mutlaka belli idealler çerçevesinde eğitilmesinin gereğini gördü. Eğitimci birkaç arkadaşıyla yayın hayatına başlayan aylık İcmal Dergisi ile gençliği yetiştirmeye başladı.
İcmal mektebinde yetişen talebeleriyle toplumda gördüğü eksiklikleri doldurmak için çeşitli faaliyetler sergiledi. Paneller, konferanslar v.s.
Bunlardan en mühim olanı 2. Kuvayımilliye hareketiydi.
Bu mücadele masa başında değil bizatihi sahada verilmesi lazımdı. Çünkü 1. Kuvayımilliye’nin mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk vatan topraklarını işgalden kurtarmak için kadrosunu kurmak için karış karış vatan topraklarını gezerek vatan evlatlarını uyarmak yoluyla zafere ulaşmıştır.
Prof. Dr. Haydar Baş’a göre şimdiki işgal beyinlerde ve gönüllerde oluşmuş, milli ve dini değerlerini kaybetmiş halkımızın mutlaka uyarılması gerektiğine inanmıştı.
Hedefler belirlendi ülkenin her karış toprağında yaşayan dili inancı etnik kökeni ne olursa olsun onlara her türlü uyarı görevini yerine getirmeye çalıştık.
Cebimizde paramız, altımızda arabamız yoktu ama gönlümüzde imanımız vardı.
Gönül dostlarımızla gece toplantı yapıyor gidilecek yerler tespit ediliyor mücadele içinde yer alacak arkadaşlar ceplerindeki harçlıkları koyuyor. Bir dostumuzun arabasına yakıt konuluyor, arabanın bagajına ekmek zeytin peynir helva gibi aperatif şeyler konuyor, yola çıkıyorduk.
Bizi dinleyecek insanları ya köy kahvesinde ya da köyün camisinden çıkanları bir meydanda bizi dinlemeleri için yalvarıyorduk. Vatanın ve milletin AB süreciyle, ABD ve İsrail müttefikliğiyle Dinlerarası diyalogla bizi nerelere sürükleyeceğini madenlerimizin kurumlarımızın yok pahasına yabancılara satılacağını anlatıyorduk. Köyün imamını ayrıca FETÖ konusunda uyarıyor olası tuzaklardan korumaya çalışıyorduk.
Aldığımız cevap “peki bize ne vereceksiniz sizi desteklersek” cevapları karşısında “Bırakın bu maddi çıkarları biz size yakında kapınıza dayanacak tehlikeyi anlatmaya sizi kurtarmaya geldik” diyorduk. Yıkılıyorduk ama yılmadan usanmadan bu faaliyetlere devam ediyorduk.
Bir dostumla arabada sohbetimde; “Bu 2. Kuvayımilliye çalışmasıyla Atatürk’ün büyüklüğünü bu vatanı işgalden kurtarmak için neler çektiğini yaşayarak öğreniyoruz. Bir yandan gerekli mücadeleyi ortaya koyuyoruz. Bir yandan da Haydar Hocamız bize Atatürk’ü anlama dersi veriyor.” demiştim.
Akşam eve gelip vatandaşın bilgisizliği ve vurdumduymazlığının yıkıntısını ruhi ve bedeni yorgunluğumuzun yanında hüngür hüngür ağlayarak ve dua ederek gidermeye çalışıyor ertesi günü kaldığımız yerden devam ediyorduk.
Ve anladım ki sırça saraylarda oturarak, masa başı ahkamlar keserek, medya şarlatanlığı yaparak Kuvayımilliye mücadelesini, Atatürk’ü anlamak mümkün değildir.
İşte merhum Prof. Dr. Haydar Baş’ı diğerlerinden ayıran özelliklerden sadece biridir 2. Kuvayımilliye mücadelesi. Nurlar içinde uyu! Makamın âli olsun! Dostluğumuz her iki cihanda daim olsun Muhterem Hocam!
Uğur Kepekçi