Mandacı değil bağımsızlık yanlısı olmalıdır

Prof. Dr. Haydar Baş’ın tarif ettiği gencin fikir yapısı, inancı ve kültürüyle bir bütünlük arz etmesi için ideal Türk gencinin vasıflarını; “İdeal bir Türk genci: Fundamentalist olmayacak, dindar olacak. Irkçı değil Milliyetçi olacak. Mandacı değil Bağımsızlık yanlısı olacak” şeklinde tarif ettiğini her fırsatta arz ediyoruz.

Bu makalemizde de “mandacı değil bağımsızlıktan yana olacaktır” fikrini anlamaya çalışacağız.

Bağımsızlık, bir devletin kendi bayrağı, kendi inancı, kendi kültürü, kendi parası, kendi kendine yeter bir yönetim şeklini kendi belirlemek, benimsemek ve egemenlik haklarının sonuna kadar kendi elinde olması anlamındadır.

Tük milletinin karakterini bir cümleyle izah eden Merhum Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Türk milletinin karakteri bağımsızlıktır” ifadesinin altın çizmiş ve bir ömür, bunu hayata geçirmek için çaba ortaya koyarak işgal olmuş bir milleti esaretten kurtarmakla kalmamış; sömürülen ve işgal edilen milletlerin gönlünde bağımsızlık meşalesini yakmıştır.

Atatürk, manda ve himaye isteyenlere rağmen; işgal kuvvetlerine karşı başlattığı kurtuluş mücadelesindeki verdiği kararını Nutuk da şöylece dile getirmiştir:

“Bu kararın dayandığı en güçlü muhakeme ve mantık şuydu: Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun istiklâlden yoksun millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık görülemez.

Yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.

Hâlbuki Türk’ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!

O halde ya istiklal ya ölüm!

İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır. Bir an için, bu kararın uygulanmasında başarısızlığa uğranacağını farz edelim. Ne olacaktı? Esirlik!

Peki efendim. Öteki kararlara boyun eğme durumunda sonuç bunun aynı değil miydi?

Şu farkla ki, istiklali için ölümü göze alan bir millet, insanlık haysiyet ve şerefinin gereği olan bütün fedakârlığı yapmakla teselli bulur ve hiç şüphesiz, esirlik zincirini kendi elleriyle boynuna geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete bakarak dost ve düşman gözündeki yeri bambaşka olur.” (NUTUK)

Milli benliğin korunması ve geliştirilmesi hakkında Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’taki farklı bir ifadesini aktaralım; “Efendiler! Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun en önce ve her şeyden önce Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine, millî geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir. Dünyanın milletlerarası durumuna göre, böyle bir savaşın gerektirdiği ruhî unsurlar ile donanmış olmayan fertlere ve bu mahiyette fertlerden oluşan toplumlara hayat ve bağımsızlık yoktur.” (TBMM 1 Mart 1922).

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın “Milli Ekonomi Modeli” ve “Sosyal Devlet Milli Devlet” projeleriyle, milli para kavramıyla; milletimizi dışa bağımlılıktan kurtarmak, kendi ayaklarımız üzerinde durabilmemizi sağlamak, gelişmemiz ve milli benliğimizi tekrar kazanmamız için verdiği mücadeleyi şükranla anıyoruz.

Bu bilgiler ışığında Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın ideal Türk gencinin düşüncesinde “mandacı olmayacak bağımsızlıktan yana olacak” düşüncesinin ne kadar önemli olduğunu anlamış oluyoruz.

Uğur Kepekçi

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …