Mazlumların ahı dünyayı yakacaktır

Dünya tarihi hemen her çağda büyük katliamlara sahne olmuştur. Her dönemde haklının yanında yer alanlar olduğu gibi zalimin yanında yer alanlar ya da yaşanan katliamlara seyirci kalanlar olmuştur. Herkes yaşadığı hayattan sorumlu tutulacak hem yaptıklarından hem de yapmak zorunda olup da yapmadığı şeylerden hesaba çekilecektir.

Gazze’deki katliam ve soykırıma karşı herkes gücünce isyanını itirazını ortaya koymalıdır. Bazı boykotlar, mitingler, dualar, beddualar, her biri kendi içinde değerli şeylerdir. Ancak etki bakımından İsrail’in katliamını durdurmaya yetmemektedir. Devletler bazında, hükümetler bazında güçlü yaptırımlar yapılmalı ya da en sert şekilde saldırılara cevap verilmelidir. Aksi takdirde “İsrail köpeksiz köy bulmuş eli değneksiz gezmeye” devam edecektir.

Gazzeliler, başta Müslüman Araplara, sonra dünya Müslümanlarına, sonra dünya insanlarına kızgındır. Kendilerine destek çıkmayan herkese kırgınlar. Korkunç soykırımla karşı karşıya kalan yaşlılar, kadınlar, çocuklar, inim inim inleyen yaralılar, bütün dünyaya ah etmekteler.

Dün Kerbela’da, diğer dönemlerde Ehl-i Beyt imamları ve taraftarlarına reva görülen insanlık dışı katliamlar, bugün Gazze’de ve dünyanın diğer Müslüman ülkelerinde inananlara uygulanmaktadır.

İsrail zulüm ve soykırımına bayramda bile ara vermedi. Bizler bayram yaparken Gazzelilerin ahı arşa yükselmeye devam etti. Onlar şu anda dünyanın en mazlum kişileridir. Ve bu mazlumlar sadece İsrail’e değil ilgisiz kalan İslam ülkelerinin liderlerine yöneticilerine de ah etmektedirler.

İsrail inancının gereği katliam yaparken, Müslüman idareciler inancının gereği olan haklının yanında yer almaktan ve haklıyı sahiplenmekten bile acizdirler.

Peygamberimizin beyanı ile sabittir ki mazlumun ahı çok tehlikelidir. “Mazlumun bedduasını almaktan da son derece çekin, çünkü onun bedduası ile Allah arasında bir perde yoktur.”

Bu sebeple diyoruz ki; “Mazlumların ahı dünyayı yakacaktır.”

Gazze’den yükselen ahlar, başta Müslümanları sonra insanları yakacaktır. Yahudilerin yaptığı katliam ve soykırım, İmam Mehdi (a.s.) ‘ın zuhurunda intikamının şiddetinde ne kadar haklı olduğunu ispat etmiştir.

Canı yanmayan, saraylarında sefa sürenler için bu dünyada bir tehlike şimdilik söz konusu değildir. Çünkü onlar akan kandan nemalanarak saltanatlarını sürdürüyorlar. Bunu da geçen günlerde Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş ‘Müslüman’ın kanını peşkeş çekip konfor satın alıyorlar’ diyerek hakikati ortaya koymuştur. Açıklamasında BTP lideri Sayın Hüseyin Baş şöyle demişti:

“İsrail’in yaptığı çok büyük katliam, çok büyük bir soykırım. Bunun bedelini bu devletler ödetemiyor. Bu kadar Müslüman devlet var, Arap birliği var, bu kadar bilmem ne var hiçbiri kalkıp bir şey yapamıyor. Niye yapamıyorlar biliyor musunuz; Sarayları var. Saraylarından taviz vermek istemiyorlar. Konforları var, konforlarından taviz vermek istemiyorlar. Aslında oturdukları tahtlar, bindikleri arabalar, gezdikleri yerler yedikleri yemekler, giydikleri kıyafetler hepsinin içinde bir Müslüman kanı var. İşin özeti de bu, buna peşkeş çekiyorlar. Müslüman’ın kanını peşkeş çekiyorlar, bununla birlikte konfor satın alıyorlar. Bu düzeni de değişmek inşallah bize nasip olur, bizim neslimize nasip olur. Ben dünyaya adaleti Türk’ün getirebileceğine inanıyorum. Türkler bu konuda tarih boyu kendini ispat etmiş bir millet. İnşallah dünyada adaleti yeniden tesis etmek bizim milletimize nasip olur demekten başka da elimden bir şey gelmiyor.”

Seyretmeye devam edin! Ey Müslüman krallar, cumhurbaşkanları, başkanlar, yetkililer, idareciler; mazlumun ahı böyle devam ederse, Allah size de dünyaya da öyle bir bela verir ki kimse altından kalkamaz.

Önerilen Makale

Atatürk, Allah’a dua ederek yardım isterdi

Kurtuluş mücadelesi yıllarından itibaren İngiliz ve Yunan ajanlarının sinsi gayretleriyle dini bütün, imanı sağlam Gazi …