Mi’rac ve İsra süresindeki gerçekler

Mi’rac mucizesi hakkında hazırladığımız analizimizin son bölümüne geldik. Bu bölümde de Mi’racın habercisi ve tastik edicisi hükmünde olan İsra suresindeki gerçeklere değinerek almamız gereken dersleri almaya ve istifade etmeye çalışacağız. İnşallah…

Elbette yine ilham kaynağımız ve mana mimarımız Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın bu konudaki tespitlerine yer vereceğiz:

İsra Suresi baştan sona kadar, Mi’rac ve etrafındaki hadiseleri anlamaktadır. Surenin kapsadığı başlıca esasları şöyle sıralayabiliriz:

Bu surede Peygamber Efendimiz, iki kıblenin peygamberi olarak vasıflandırılıyor. Yeryüzünde Allah (c.c.), İbrahimoğullarına iki mukaddes şehir ihsan etmişti: Mekke Hz. İsmail’e, Kudüs ise Hz. İshak’a. Hz. Peygamber’in hem Mekke’yi hem de Kudüs’ü kıble edinip Mi’rac ‘da her ikisinde de namaz kılması, Mescid-i Aksâ’da bütün peygamberlere imam olması, her iki mukaddes makamın bereketini kendisinde toplaması demektir.

İsra Sûresi’nde Allah (c.c.), İsrailoğullarına iki defa fesad çıkarıp ceza göreceklerini bildirdiğini; son olarak Hz. Muhammed’e tabi olmalarıyla tevbe kapısını açtığını buyurmaktadır. Hakikaten de önce Buhtunnasr, sonra da Romalıların istilasıyla sürülen bu topluluk, Hz. Muhammed’e (s.a.v.) tâbi olmayarak da kendi sonlarını hazırlamışlardır. Bazı Arap kabile reisleri dahi, onların İslam’a tabi olacaklarından korkmuşlardı. Ne var ki onlar, önemli bir fırsatı tepmiş oldular.

Medine’de ve Hayber’de başları ezilince Yahudiler, tekrar perişan duruma düştüler ve küfürleri aşılmaz bir inada dönüştü. Zira, Allah’ın ikazına kulak tıkayıp kendilerine bildirilen akıbete kendi elleriyle düşmeleri, onları korkunç boyutta bir kin ve inada sevk etti. Zilletin suçunu Allah’a yüklediler, acısını da insanlardan çıkarmak için asırlardır çalışıyorlar. Buğzları Allah’a, hasedleri ise Allah’ın ihsan ettiklerinedir.

Ayetler, müşriklere karşı son bir ihtar mânâsı da taşımaktadır.

Artık, müşriklerin hücumlarına karşı iyilikle mukabele devri geçiyordu. Hicrete müsaade veriliyordu. Kur’an’a inanmayan kafirlerin akıbeti kötü olacaktı:

“Ve onlar ki ahirete inanmazlar, onlara elîm bir azap hazırladık” (İsra /10)

“Biz, peygamber göndermedikçe azaba duçar etmeyiz. Biz, bir beldeyi helâke mâruz bırakmak istediğimiz zaman, oranın refah ve nimet içinde yüzenlerine emrimizi göndeririz; onlar da fıska dalarlar, azabı hak ederler. Biz de onu altüst ederiz.” (İsra /16)

“Onlar, Seni taciz ile az kaldı toprağından çıkaracaklardı. O takdirde, onlar da Senden sonra yerlerinde pek az bir zaman kalabilirlerdi. Senden önce gönderilen peygamberlerimiz hakkında takip ettiğimiz yol budur; bu yolumuzda hiç değişiklik göremezsin.” (İsra / 76)

Mi’rac ‘da İslam dininin mihveri (en önemli noktası) mesabesinde önemi haiz hükümler de teşri kılınmıştır. (Yasal hale gelmiştir).

İsrâ Suresi’nde beyan edilen ve insanlığın kurtuluş ve huzuru için yegâne şartlar olan bu Rahmanî hükümler şunlardır:

  1. Allah’a hiçbir surette şirk koşmayın.
  2. Ebeveyne hürmet ve ihsan edin.
  3. Akraba, yoksul ve yolda kalmışlara yardım edin.
  4. İsraf etmekten ve cimrilik yapmaktan kaçının.
  5. Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin.
  6. Fuhuş ve zinaya yaklaşmayın.
  7. Haksız yere kimseyi öldürmeyin.
  8. Yetimlerin malına yaklaşmayın.
  9. Ahdinize sâdık kalın.
  10. Ölçü ve tartıda doğruluğa dikkat edin.
  11. Bilmediğiniz şeyin ardına düşmeyin.
  12. Yeryüzünde kibir ve gururla yürümeyin.

(Prof. Dr. Haydar Baş / Rahmeten Lil Alemin Hz. Muhammed / Genişletilmiş 17. Baskı /1. Cilt / Sayfa 309-311)

SESLİ DİNLEMEK İÇİN

 

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …