Mirac’ın Burak’la yapılan yolculuğu İsra -4-

Mirac mucizesinde Peygamberimizin yolculuğu için Yüce Allah’ın takdir ettiği binek hayvanı Burak’tır. Şimdi de Burak’la başlayan Mirac yolculuğu hakkında yine Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın tespitlerini aktaralım:

Allah Resulü ‘nün kalbinin iman ve hikmet nuru ile doldurulmasından sonra Halik’a yolculuk başlar. Cebrail (a.s.), Burak’ı hazır bulundurmaktadır. Katırla merkep arası, gemi vurulmuş ve eyerlenmiş bir hayvandır, Burak. Burak, Allah Elçisi’ni görünce şaha kalkar!

Hz. Cebrail bunu itaatsizlik kabul ederek müdahale eder; “Kendine gel ey Burak! Yemin olsun ki, Haşir sabahına kadar Muhammed Mustafa kadar şerefli bir insan senin sırtına ne binmiştir ne binecektir” der. Rivayete göre Burak utanır, tatlı bir mahcubiyetle terler içinde kalır. O Burak, maneviyat âleminden de gelmiş olsa, neticede bir hayvandır.

Hayvanlar bile Ona âşıktır. Bir hayvanın gösterdiği bu edep ve teslimiyete karşılık, Hakk’ın tecelligâhı olan insanın, edepte nasıl tavır takınması gerektiğini takdirlerinize bırakıyoruz. Resulullah, Burak’ın sırtında, Hz. Cebrail ise hayvanın yularını tutmaktadır.

Nasipli bir hayvandır Burak. Zira Peygamberi tanımak. O’nunla tanışmak ve O’na inanmak bir nasiptir. Yıldırımdan hızlı yürüyüşü ile Allah Resulü, mü’minlerin ilk kıblegâhı olan Mescid-i Aksa ya misafir edilir. Fahr-i Kainatı bu aziz mekânda, Allah’ın Halil’i Hz. İbrahim, İsa Ruhullah, Musa Kelimullah ve insanlığın atası Adem Safiyyullah Efendimiz gibi birçok peygamberle karşılamışlardı.

Kutlu Elçi, burada bir bayram şenliği içinde peygamber ve meleklere imam olarak iki rekât namaz kıldırmışlardı. Bugün, tahrif ettikleri dinlerinin saplantılarından kurtulamayan Yahudi dünyasının gerçek kimliğini bulması, ancak Hz. Peygamberin arkasında safa duran Hz. Musa’nın (a.s.) Mirac esnasında vurguladığı mânâyı yakalamalarıyla mümkün olur.

Zira, Hz. Musa, bir İslam peygamberidir. Dolayısıyla, âlemlere rahmet olan Hz. Muhammed’ in (s.a.v.) arkasında safa durmasıyla Yahudilere de güzel bir örnektir. Ancak, görmek için göz gerek.

Diğer yandan; hiçbir ırk ve renk ayırımı yapmadan şunu ifade edelim ki, Mescidi Aksâ mü’minlerin ilk kıblegâhı ve Miracın ilk durağı olması münasebetiyle, bugün mü’minlerin elinde olmalıydı. Yahudi ırkından oldukları için değil, yukarıda belirttiğimiz üzere Hz. Muhammed (s.a.v.) gerçeğine ve davasına ters düştükleri için, Mescid-i Aksâ’nın bu kavmin tahakkümü altında oluşu, bu muazzez davanın harim-i ismetine saplanmış bir oktur.

Mescid-i Aksâ da Burak’ın görevi bitmiştir. Bundan sonraki yürüyüş, yine manevî bir vasıta ile olmuştur ki, buna Mirac denmektedir. (Devam edecek…)

Önerilen Makale

Güneş balçıkla sıvanmaz

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, dünya tarihinde eşine rastlanmayan bir milli mücadeleyle bizlere üzerinde yaşayabileceğimiz bir …