“Müminler kurtuluşa ermiştir” makalemizde kurtuluşa ermenin ilk şartının inanan bir mümin olmaktan geçtiğinden, mümin olmak için de gerekli şartları yerine getirmek gerektiğinden bahsetmiştik.
Bu makalemizde Mu’minun suresinde geçen müminin vasıfları arasında bulunan namaz hakkında birkaç bilgi paylaşmak istedik.
Mu’minun suresinde 1. ve 2. ayette “Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir; Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler” buyurulduktan sonra 9. ayette de “Ve onlar ki, namazlarına devam ederler.” Emrine rastlıyoruz.
Bu ayetler kapsamında düşünecek olursak kurtuluş için mümin olmak, mümin olmak için de hem namazı huşu ile kılmak hem de devamlı kılmak gerekmektedir.
Müfessirler 3. ayette geçen “Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler” buyruğunun huşu ile namaz kılmanın gerektiği ayetinden sonra gelmesinin namaz içinde namaza mani olacak gereksiz düşüncelerden korunmak gerektiği konusunda ittifak etmişler.
“Namazda olanlar Allah Teâlâ’dan korkarlar ve ona boyun bükerek yalvarırlar. Yani tüm organları sükûnet içinde ve hareketsizdirler, sallanmazlar. Gözlerini sağa sola çevirmezler, gökyüzüne dikmezler, ancak secde edecekleri yere bakarlar. Hiçbir hedef ve karşılık düşünmezler, ruhları ve bedenleriyle yalnız Cenab-ı Hakka yönelirler.” (Tıbyan Tefsiri / 3. Cilt sayfa 199/ Huzur Yayınevi)
Diğer şartlarla birlikte huşu ile namaza devam edenlerin Firdevs cennetine girmeye hak kazanacakları ve orada sürekli kalacakları müjdesi de 10. ve 11. Ayette verilmiştir: “10. İşte, asıl bunlar vâris olacaklardır; 11. (Evet) Firdevs’e vâris olan bu kimseler, orada ebedî kalıcıdırlar.”
Sosyal hayatta inandığı iddiasında bulunduğu halde namaz kılmayanlar, namaz kılmadığı halde de kendini kurtuluşa erenler arasında gören çok sayıda kimselere rastlarız.
Bu düşünce bilgisizlik ve gafletten başka bir şey değildir. Her şeyin genel geçer kuralları olduğu gibi Allah’a kulluğun gereği iman etmek, iman etmenin gereği de ibadet etmek olduğunu inkâr edemeyiz. Bu sebeple; ibadetsiz iman, imansız kurtuluş olmayacağını kabullenmek zorundayız.
Makalemizin konusu namaz olduğu için kurtuluş şartları arasında namazdan bahsediyoruz. Sadece namaz kurtuluş şartı diye bir iddiada bulunmuyoruz. Kurtuluşa ve cennette ebedi saadete ermek kolay bir dava değildir. Sadece bu surede bile namaz kurtuluşun tek reçetesi değil diğer şartlar arasında bir şart olarak verilmiştir.
Kulluk bir bütündür. Allah kimseye kulluğun iman ve ibadet şartlarını kafasına göre parçalara ayırmak yetkisini vermemiştir. Kula düşen görev Allah’ın yap dediğini yapmak, yapma dediğinden uzaklaşmak konusunda samimi bir gayret ortaya koymaktır.