Nasihat samimiyet ilişkisi

Yüce Peygamberimiz bir hadislerinde “Din nasihattir” buyurmaktadır. Nasihat zamanla, mekanla kısıtlı olmadığına göre son nefese kadar işlemesi gereken bir mekanizmadır. Konu ile alakalı hadisi şerifin rivayet metni şu şekildedir:

“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem: ‘Din nasihattir’ buyurdu. Biz kendisine: ‘Kimin için nasihattir?’ dedik. Peygamber Efendimiz: ‘Allah, Kitabı, Resulü; müminlerin yöneticileri ve tüm Müslümanlar için nasihattir” buyurdu. (Buhârî, İman 42/ Müslim, İman 95)

Öncelikle şunu belirterek konuya giriş yapalım: Hadisi beyan eden Hz. Muhammed (s.a.a.) olduğuna göre nasihat edilecek din İslam’dır. Kurallarına uyulacak olan Yüce Allah, Kitabı Kur’an, Peygamberi Hz. Muhammet’tir. Nasihatin muhatabı; Müminlerin yöneticileri ve tüm Müslümanlardır.

Nasihat, kelime karşılığı öğüt vermek, ikaz etmek olarak anlaşılsa da kapsamı çok geniş olan anlamlara da gelmektedir. Yukarıdaki hadisi şerifte sorulan soru üzerine Peygamberimizin açıklamaları önem arz etmektedir.

Nasihat edecek kişinin sağlam ölçülerle donanması ve nefsini belli oranda terbiye etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde nasihat ederken nefsi hastalıkları sayesinde kendi enaniyetini tatmin etmek, kibrini ve düşmanlığını kusmak ya da aldatmak maksadıyla bir davranış sergilerse hem karşıdaki kişiye tesiri olmayacak hem de aldattığı için büyük cezalara çarptırılacaktır.

Bu gerçek Saf suresinde şöyle dile getirilmiştir:

“Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir.” Saf /2-3).

Bu bilgiler ışığında nasihatle samimiyet birbirini tamamlayan iki unsur olduğunu anlıyoruz. Nasihat edecek kişinin doğru bilgiye, sağlam bir gönül yapısına sahip olması şarttır. Bu sebeple her önüne gelen kendini nasihatçi olarak görüp elde ettiği yalan yanlış şeyleri başkasına aktarmaya kalkışması, bunun yanında da belli bir nefis terbiyesinden geçmemiş olması, işi tamamen çığırından çıkartmıştır.

Gelişen teknoloji ve dijital çağ sayesinde reformist düşünceden nasihat kavramı da nasibini almış, bazı kesimler tarafından nasihate gerek olmadığı kanaatine varılmaktadır. Bu kesimin düşüncesi “İnsanlar düşe kalka kimseden nasihat almadan kendince doğruları öğrenecekmiş.” Bu çok yanlış bir anlayıştır.

Doğru bilgi ve doğru bir rehber olmadan kişinin gerçeğe ulaşması zordur. Allah’ın ve Resulünün buyrukları evrensel olduğuna göre nasihat de vazgeçilmez bir vazifedir. Dinimiz İslam, ibadet ve kulluk noktasında değişmez kaidelere sahiptir. Değişim ve gelişime ayak uydurma çabaları, yapay zekânın yaşamın her alanına girmeye başlaması; insanların ibadet, itaat ve kulluk çerçevesinin dışına çıkmasına sebep olmamalıdır. Nasihat ve samimiyet ilişkisini ve vazifesini bu kapsamda anlamak gerekir. İnsanlar, nasihate ihtiyaç duymanın önemini bilmeli kendine ulaşan nasihat ve nasihatçiye bu gözle bakmalıdır. Vesselam.

Önerilen Makale

Sakın ‘demokrasi’ istemeyin siz de yargılanırsınız

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) ülke çapında il, ilçe olağan kongrelerini son sürat tamamlamaya sonunda da …