Nasihatten nasip almamanın tehlikeleri

Ahir zamanın nerdeyse bütün zorluklarını yaşıyoruz. Bu dönemde iyi olmak iyi kalmak iyilik elçisi olmak gerçekten de çok zordur. Her şeyin maddi bir karşılığının beklendiği bu zamanda gaibe iman gibi mükâfatı ahirette verilecek olan bir eylemin alıcısı da satıcısı da gittikçe azalmaktadır.  Bu sebeple düşünmenin, yazmanın, anlatmanın, fikir paylaşmanın zor olduğu dönemleri yaşıyoruz.

Çocukluk yıllarım Kilis’te geçti. Eskiden çay ocakları olurdu. Buralarda kağıt oyunları, kumar vs. olmazdı. Daha çok yaşlılar orada oturur, söz sohbet ederlerdi. Ben de çocukluktan bu yana özellikle yaşlıların sohbet meclislerini arardım. Orada bir yaşlıdan sohbet dinleyeyim, bir şeyler öğreneyim, sonra da bunları başkalarıyla paylaşayım diye. Çünkü yaşanmış her olay içinde nice tecrübeleri barındırır. Ders almak isteyene?

Yaşadığımız son 2000’li yıllar öyle bir devir oldu ki sohbet eden de sohbet dinleyen de azaldı. Ehl-i sohbet, sözünün dinlenmediğini görünce, susmayı ya da daha az konuşma yolunu seçti. Çünkü cehalet ve bencillik toplumda genel geçer ölçü halini aldı. Kimse başkasından nasihat almak ya da eleştirilmek istemiyor.

İnsanlar artık İslam itikadıyla ya da fikriyatıyla düşünmüyor. Olaylara Kur’an ve Sünnet penceresinden bakmak yerine; batılın, şeytanın ve nefsinin penceresinden bakıyor; onların istediği gibi düşünüyor.

Evde, işte, sokakta veya herhangi bir yerde birine sohbet ya da nasihat etmeye kalkışınca; maddi, manevi, ateş hattına girmiş oluyorsunuz.

Hele bir de kişinin cehaleti, bencilliği ve gururu var ise onun nasihat dinlemesine engel olmaktadır. Sen iyilik adına ona elini uzatırken bir dost daha kaybetmekle karşı karşıya kalıyorsun.

Halbuki Yüce peygamberimiz “Ya öğreten ol ya öğrenen ol ya dinleyen ol ya da ilmi destekleyen (seven)ol. Beşincisi olma, helâk olursun!” buyuruyor. (Dârimî, Mukaddime, 26)

Hadisi Şerifi tahlil ettiğimizde doğru ölçülerle öğüt veren kişiye karşı takınılan tavrın “beşincisi olma helak olursun” kısmına girme ihtimali çok yüksektir. İman hassasiyeti olan kişilerin bu konuda defalarca kendini muhasebe ve muhakeme etmesinde fayda vardır. Tefekkür etmek helak olmaktan çok daha güvenlidir. Vesselam.

Gururu ve cehaleti bir yana bırakıp, bize yol gösteren, nasihat eden dostlar bulup onlardan istifade etmek elbette çok kârlı bir iştir. Son söz ilmin kapısı Hz. Ali’den (a.s.) olsun: “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.”

Önerilen Makale

Sakın ‘demokrasi’ istemeyin siz de yargılanırsınız

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) ülke çapında il, ilçe olağan kongrelerini son sürat tamamlamaya sonunda da …