Ne ENAG ne TUİK, gerçek enflasyon cebimizdedir

Yıllardır hükümetin açıkladığı enflasyon ile gerçek enflasyon arasında büyük uçurumlar olmuştur. Hükümetin enflasyon belirlemede esas kabul ettiği tek resmi kurum TÜİK’tir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığıyla ilişkili bir araştırma kurumu olduğundan bu sistemde kimse bağımsızlıktan bahsedemez.

Tek adam rejimi olan bu sistemde kimse Cumhurbaşkanından farklı bir düşünceye sahip olamayacağı gibi Maliye Bakanlığına bağlı olan bu kurum da kendi kafasına göre bir ölçüm yapamaz. Cumhurbaşkanlığı Başkanlık sisteminin resmi olmasa da fiili işleyişi böyledir.

TÜİK’in vicdanına bırakılan ölçümlere hükümetten başka kimse güvenmemektedir. Çünkü belirlenen enflasyonun az gösterilmesi halinde maaşlar, ona göre hesaplanacağı için genel eğilim; enflasyonun düşük gösterilmesi yönündedir. Burada milletin değil hükümetin çıkarları düşünülür. Bu durumda da vatandaş sürekli açlığa ve yoksulluğa mahkûm olmaya devam eder.

Hükümetten bağımsız olarak enflasyon hesaplaması yapan bir kurum daha vardır. Bu kurumu hükümet pek tanımamaktadır. Çünkü burada enflasyon her zaman hükümetin değerlerinden yüksektir. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) Türkiye’de bu amaçla, sadece günlük değil, saatlik ve hatta önümüzdeki dönemlerde dinamik seyreden zamansız bir fiyat endeksi elde etmek için yola çıkmıştır. Gerçeğe en yakın veriler bu kurum tarafından belirlenmektedir.

Ancak şu gerçeği göz ardı edemeyiz. Türk Milleti korkunç bir kültür ve iman erozyonuna uğradığı için piyasa kuralı, alışveriş adabı, Allah’tan korkma, kuldan utanma, vicdan gibi değerler zarara uğradığından gerçek enflasyon ölçülebilirlikten çıkmıştır.

Bu sebeple makale başlığını “Ne ENAG ne TUİK gerçek enflasyon cebimizdedir” diye kullandık. Aynı mahalle içinde bulunan bakkallarda, marketlerde alışveriş merkezlerinde dahi fiyatlar birbirine uymamaktadır. Bu sebeple ucuz mala erişenin enflasyonu ile pahalı mala erişenin enflasyonu aynı değildir.

Barınma konusuna hiç girmeye gerek yoktur. Maaşa gelen en fazla %20 artışa rağmen kiralar sözde TEFE-TÜFE olarak %60-70 artmaktadır. Allah’tan ve kanunlardan korkmaz, kuldan utanmazsanız bu vicdansız düzenin çarkları arasında öğütür ya da öğütülürsünüz. Fırsatçılar her fırsatta kazanan, mazlum vatandaşlar ise sürekli ezilmeye ve her geçen gün yoksulluğa mahkûm bir hayat yaşamaya devam edecektir.

Çözüm, Milli Ekonomi Modeli’nin iktidar olmasındadır. Vahşi kapitalizmin zalim düzeni altında ezilmekten kurtulmak, insan onuruna yakışır bir hayat yaşamak istiyorsak, Bağımsız Türkiye Partisi’nin (BTP) iktidar yürüyüşüne destek olmalısınız. BTP lideri Hüseyin Baş’la birlikte yürümek bir mecburiyet halini almıştır. Aksi takdirde her geçen gün milletimizin ve devletimizin zararına geçen günler olarak tarihe geçecektir. Bizden hatırlatmasıdır.

Önerilen Makale

Atatürk ve Mevlit Kandili Hutbesi -3-

Geçtiğimiz günlerde Peygamberimizin doğumu münasebetiyle Mevlit Kandilini ihya ettik. Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün …