Nefislerimizi kulluk bilinciyle dizginlemeliyiz

Dünyada ortalama olarak insan yaşı 70-80 arasıdır. Bir insanın mutlu ve sağlıklı bir hayat yaşaması için barınacağı bir eve, kullanacağı bir arabaya, açlık sınırının altında olmayan bir gelire ihtiyacı vardır.

Ülkemizde bunlara ulaşabilen insan sayısı çok az olup zengin ile fakir arasında uçurumlar oluşmuştur. Bir toplumun ana omurgasını orta direk dediğimiz maaşla çalışan işçi, memur ve esnaf kesimi teşkil eder. Bu kesim gittikçe fakirleşmekte üst tabaka dediğimiz zengin kesim de gittikçe daha zenginleşmektedir.

Bilinen bu bilgileri tekrarlama sebebimiz makalemize giriş sağlamak içindir.

Değerli dostlarım, huzur ve barış için yaşamak hem masrafsız hem güvenli ve huzurlu hem kolay bir iştir. Buna rağmen nefislerinin arzularını dizginleyemeyenler hem diğer insanların emeğine hem huzuruna hem yaşamasına engel olmaktadırlar.

Dünyadaki hırsızlıklar, haksız kazançlar, kadın cinayetleri, gasp, tecavüzler, insanların vahşice katledilmesi, yerinden yurdundan edilmesi yaşanmaktadır. Daha açık bir ifade kullanmak istersek haklının değil güçlünün egemen olduğu zalim bir düzen oluşmuştur.

Haksızlıkla mal mülk servet ve şöhret elde edenlerin de zengin olanların da fakir olanların da ortalama olarak yaşayacakları ömürleri sınırlıdır. Bu kadar kısa bir ömür için bu kadar zalimliğe ne gerek var? Haram helal demeden kul hakkına riayet etmeden elde edeceğiniz her kuruşun hesabını vereceğinizi neden unutuyorsunuz?

Halbuki hepimiz bu dünyaya imtihan edilmek ve iyiyle kötünün ayırt edilmesi için yaratıldı. İşte bu konuda bizi uyaran ayeti kerime:

“Bilin ki dünya hayatı bir oyun, eğlence, süs, kendi aranızda (birbirinize karşı) övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışıdır. (Bu) tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekicilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azap; Allah’tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı ise, sadece aldatıcı bir geçinmedir.” (Hadîd Suresi /20).

Yüce Rabbimiz, ölümü ve hayatı insanları imtihan etmek için yarattığını şöyle ifade ediyor:

“O hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O üstündür, bağışlayandır” (Mülk Suresi / 2).

Akıl ve iman sahibi herkes şunu kendine sormalıdır: “Ben ne için yaratıldım? Benden istenen nedir? Ben nasıl bir hayat sürüyorum?”

Değerli dostlarım, insanın ihtirasları sınırsızdır. Her şeyi ister. Arzuladıklarını helal haram demeden elde etmeye çalışır. Ama bir türlü nefsi doymaz.

Bu konuda peygamberimiz şu uyarıda bulunmuştur: “İnsanoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, bir vadi daha ister. Onun gözünü topraktan başka bir şey doyurmaz…” (Buhârî / Rikak, 10)

Bu sebeple doymak nedir bilmeyen nefislerimizi Allah’a kulluk bilinciyle dizginlemeliyiz. Yarın huzuru mahşerde veremeyeceğimiz bir hesapla karşılaşmaktansa ölçülü bir hayat sürmek ve Allaha kul olmaktan başka çare yoktur. Aksi taktirde nefislerinizi dizginlemezseniz kendinize ve çevrenize zarar verir hem bu dünyada hem de ahirette perişan olursunuz. Vesselam…

Önerilen Makale

‘Bizi aldatan bizden değildir’

Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.a.) Efendimiz Mekke’den Medine’ye hicret ettikten sonra İslam’ın fertten topluma hayat …