Ahir zamanda Müslümanların dünya sevgisinin bütün sevgilerin üstüne çıkacağı ve bu sayede başlarına türlü musibetler geleceği, ahirette de ağır cezalara çarptırılacağı hakkında ilahi mesajlar çoktur. Öncelikle bir hadisi şerif paylaşalım:
“Yakında milletler, yemek yiyenlerin (başkalarını) çanaklarına (sofralarına) davet ettikleri gibi, size karşı (savaşmak için) biribirlerini davet edecekler.”
Birisi: “Bu o gün bizim azlığımızdan dolayı mı olacak?” dedi.
Resülullah “Hayır, aksine siz o gün kalabalık, fakat selin önündeki çörçöp gibi zayıf olacaksınız. Allah düşmanlarınızın gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak, sizin gönlünüze de vehn atacak.” buyurdu.
Yine bir adam: “Vehn nedir ya Resülullah?” diye sorunca:
“Vehn, dünyayı (fazlaca) sevmek ve ölümü kötü görmektir.” buyurdu. (Ebu Davud, Melahim, 5)
Ortadoğu’daki savaşın dünyaya sıçrama tehlikesi karşısında paraya, kadına, şöhrete, Tanrıya tapar gibi değer veren sözde dindarların maskesini ölüm korkusu düşürdü. Çok yerde karşılaştığım manzarada “ya İsrail bize de saldırırsa ne yaparız” korkusunun kalplere yerleştiğini görüyoruz. Yukarıdaki hadisi bire bir yaşayan samimiyetsizler çoğalmaya başladı toplumda…
Aslında yüce Allah, yolunda cihada engel olan her şeyin kulluğa mani bir davranış olduğu hakkında bizi uyarmaktadır.
Değerli dostlar ayeti paylaşmadan şunu açıklığa kavuşturalım. Cihat deyince akıllara savaşmak geliyorsa bu çok yanlıştır. Cihadın kelime karşılığı gayrettir. Yani Allah yolunda cihat, menfaat beklemeden Allah için gayret ve kulluğun gereğini yerine getirmektir.
“Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesata uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez.” (Tevbe /24)
Her zaman dile getirmeye çalıştığımız gibi “iman iddiadır ibadet ve gayret ispattır.” İman ettim diyen herkes mutlaka imtihan edilecektir. Kur’an bu konuda da uyarmaktadır:
“Gerçek şu ki, içinizden cihat edenleri ve sabredenleri ayırt edinceye; söz ve davranışlarınızdaki samimiyetinizin doğruluğunu ortaya çıkarıncaya kadar biz sizi sınamaya devam edeceğiz.” (Muhammed / 31)
Bir başka ayette de unutanlara imtihan hatırlatılmaktadır:
“İyi bilin ki, mallarınız ve evlatlarınız sizin için ancak birer imtihan sebebidir. Büyük mükâfatın ise yalnız Allah’ın yanında olduğunu unutmayın.” (Enfal / 28)
İşin son noktasını paylaşarak makalemizi bitirelim. Değerli dostlar bu dünyanın bir oyun ve oyuncaktan ibaret olduğu ve iman iddiasında bulunan herkesin yaşadığı her çağda ve mekânda mutlaka sınava tabi tutulacağı ve önceki inananların da sınav edildiği hatırlatılmıştır:
“Yoksa ey müminler! Sizden önceki müminlerin başına gelenler sizin de başınıza gelmeden, onların yaşadıkları sıkıntıları çekmeden cennete girebileceğinizi mi sandınız? Onlara öyle ezici fakirlikler, öyle kımıldatmayan sıkıntılar dokundu ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda peygamber ve yanındaki müminler: “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek hale geldiler. Şunu bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır.” (Bakara / 224)
Dünya hayatının oyun ve oyuncak olduğunu, dünya sevgisi denen duygu örttüğü için samimi olmayan, ibadetle imanını desteklemeyen kimseleri ölüm korkusunun sarması çok normal bir durumdur. Ancak “korkunun ecele bir faydası yoktur.”
Geliniz şu andan tezi yok ölmeden ölmenin, Allah’a kul olmanın, boyun büküp tabi olmanın sırrına erelim ki dünyamız da ahiretimiz de kurtulsun. Aksi takdirde “bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete” Allah sonumuzu hayreylesin. Âmin.