Ölüme hazırlık nasıl olur?

Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız son dönemlerinde yaptığı bir sohbette sorulan bir soru üzerine “Ben ihtiyacınız olan her şeyi söyledim ve yazdım” buyurur.

Bu nedenle Onun yaptığı bütün salon sohbetlerini, televizyon sohbetlerini, miting konuşmalarını, yazdığı bütün makaleleri orijinalliğini bozmadan, derli toplu bir hale getirip hem bu nesle hem de gelecek nesillere aktarmak önemli bir sorumluluk ve gereksinimdi.

Bu sorumluluğu ehliyeti kadroların gözetiminde görsel ve yazılı olarak sizlere sunmak üzere kurulan Prof. Dr. Haydar Baş Enstitüsü önemli bir görevi yerine getirmektedir.

Yazmak istediğimiz makalelerde Çağın Bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızdan faydalanmaya devam edeceğiz. Bu makalemizde hayat ve ölüm sohbetinden bir bölüm paylaşacağız. İnşallah.

ÖLÜME HAZIRLIK İBADETLE OLUR

O bakımdandır, yoksa ömrü uzatmak kısaltmak bizim elimizde değil. Allah hayırlı, kendi rızası istikametinde ömür nasip eylesin ve kendi yolunda hayatımızı değerlendirmeyi son nefeste de kazançlı gitmeyi ihsan eylesin.

Bütün mesele budur, yani kazançlı gitmek; yapacağımız her şeyi mutlak suretle hesabını vereceğiz. Zerre kadar işlenilen şey hayırdır mutlaka sevabı vardır karşılığı vardır. Şerdir kötüdür mutlaka cezası vardır.

Rabbimiz Kur’an’ın da bunu beyan ediyor anlatabildik mi? İşte Müslüman her anını hayırla değerlendirmek ister ki istiyor ki ben kazançlı gideyim elim dolu gideyim.

Şimdi düşünebiliyor musunuz iki günlük bir hayat için her birimiz seferber oluyoruz. Sanayiydi, ticaretti, okumaktı, değil mi?

Bütün bunları niye yapıyoruz? 50 yıllık 60 yıllık bilemedin 90 yıllık bir hayat için bu şartlarda 90 sene yaşayan insanlar da parmakla gösterilecek kadar az, şimdi bu kadar hayat için bu kadar zahmet değer mi?

Kısa bir hayat için bu kadar zahmet çeken insanın ebedi hayat için ne yapması lazım işte ben diyorum ki bizim anlatmak istediğimizde bu zaten.

Diyoruz ki: Hayatımızın her sahnesini ibadet yapalım ki dünyada kaldığımız ve çalıştığımız müddetçe bu ahirette kazancımız olsun.

Nasıl çalışıyorsunuz? Zenginsiniz zekâtını verebiliyor musunuz? Fakiri fukarayı doyurabiliyor musunuz? Sırtını giydirebilir misiniz? O yardıma muhtaç insanların Allah razı olsun ne kadar bir hayır ehli bu insan bunu söyletebiliyor musunuz?

Ama bütün bunları da bunlar densin diye değil Allah bunu istiyor diye yapabilirsek; daha, sanat, yol, çeşme, okul, su, her neyse bütün bunları yani amme diyoruz onun menfaatine maddi imkanlarımızı da takdim edebiliyor muyuz?

İşte bilesin ki o servet ahiret içinde büyük bir kazançtır. Artı şahsi mükellefiyetlerinin karşılığında ubudiyetinle elde edeceğin sevap yani kıldığın namaz, tuttuğun oruç, yaptığın hac, insanlar arasındaki münasebetlerin, insanlara yardım etmen, iki arası bozuk insanın arasını düzeltmen, milletine, vatanına hizmet etmen, Allah’ı zikretmen, Allah’ı sevmen, ondan korkman, onun ismi anıldığı zaman gönlünün ve tüylerinin bir an harekete geçmesi…

İşte bundan o kazançtır, o ibadet kazançtır. Böyle gittiğimiz zaman kazandık, hiç merak etmeyin.

Nasrettin Hoca’ya sormuşlar ki kıyamet ne zaman kopacak?

Buyurmuş ki; ben ölünce kopacak. Ne kadar güzel. Biz öldükten sonra kıyamet kopmuş kopmamış fark eden bir şey yok.

İnsanların ölümüne Küçük Kıyamet bütün tabiatın yok olmasına da Büyük Kıyamet denir, diyoruz.

Tabiatta hiçbir şey yok ki evren de hiçbir şey yok ki bunun sonu olmasın. Sadece Ezel ve Ebet olan Allah’ın zatıdır. Bunun dışında bütün mahlukat bir zaman içerisinde mukayyettir yani ömrümüz madde ve manada her şeyin ömrü mukayyettir kayıtlıdır.

Bunların bir başlangıcı ve de sonu olacaktır. Nasıl canlıların bir hayatı varsa bu tabiatın bu evreninde hayatı var düşünebiliyor musunuz?” (Prof. Dr. Haydar Baş Enstitüsü / Dini Yaşam / Ölüm ve Hayat / 8.11.2022)

Önerilen Makale

Muhammed-i Aşk sırrına erenlere selam olsun

Yine senin aşkınla coştum ya Resulallah Gece gündüz peşinden koştum ya Resulallah Damla idim göl …