Sözleriyle avunurduk
Nazarıyla yanardık, kavrulurduk.
Etrafında pervane olur döner dururduk.
Aniden gidişi var ya…
Dünyamızın yıkılışı, zamanın duruşu, o andı işte…
Şimdi zaman durmuş, mekân susmuş,
Hükmün karşısında,
Çaresiz ve teslim olmuşuz!
Gideli kaç vakit oldu, unuttum.
Zamanın ölçüsü değişti sanki…
Gündüz, gece diye bir kavram kalmadı.
Silindi dimağımda, gündüz ve aydınlık.
Her gün, her an…
Vaktimin adı gece ve karanlık!
Gündüzün aydınlığı diyorlar.
Doğru mu?
Var mı böyle bir zaman?
Güneşin sıcaklığı diyorlar.
Var mı böyle bir mekân?
Gündüzün, karanlığından…
Güneşin, soğuğundan…
Kalabalığın, yalnızlığından…
Kendi şaşkınlığımdan,
Ve yalnızlığımdan başka,
Hiçbir şey göremiyorum.
Hâlimin adı şaşkınlık ve yalnızlık!
Beklemek, arzulamak, hasret çekmek.
Her biri bir emektir.
Gücün varsa kaldır bu ağır yükü.
Ama ne mümkün,
Her biri bir Kafdağı…
Kaldıracak omuz, dayanacak yürek lazım!
Yok öyle bir gücüm, kalmadı.
Yüreğim yandı, takatim kesildi.
Her yanım darmadağın,
Ağrıyor her yanım.
O’nu özlüyorum,
Ve ölümü gözlüyorum.
UĞUR KEPEKÇİ / 13. TEMMUZ 2021