Uğur Kepekçi

Türkiye’de en fazla tartışılan ve istismar edilen konuların başında laiklik gelmektedir. Hâlbuki bir konunun açıklığa kavuşması için dedikodu mantığından çok konu ile alakalı bilgiler ve gerekçeler ele alınarak işin ehli kişiler tarafından açıklığa kavuşturulması lazımdır. Aslında bu konunun muhatabı devletin bizatihi kendisi olduğundan istenilse laiklik konusu tartışılmaktan vazgeçilir ve istismar edilemez. Laiklik konusunun devlet eliyle açıklığa kavuşturulması geciktikçe birileri bundan …

Sonradan görmedik şaşıramayız Kulların hakkını aşıramayız Öfkelenip sabrı taşıramayız Hakkı hakikati savunuruz biz   Zorluktan korkup da asla kaçmayız Emanet edilen sırrı açmayız İsraf edip malı mülkü saçmayız Hakkı hakikati savunuruz biz   Yoldaşlarımızı tek tek seçeriz Dost elinden zehir olsa içeriz Davamız uğruna candan geçeriz Hakkı hakikati savunuruz biz   İyiyi kötüyü ayırt ederiz Doğru bildiğimiz yolda gideriz Hizmet …

Daha önce milli görüş geleneğinin ağzında sakız edip istismar ettiği “laiklik” ilkesinin yanlış yorumlanması ya da istismarı AKP iktidarlarıyla birlikte zirve yapmıştır. AKP’nin en üst kademesinden en alt kademesine varıncaya kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e mesafeli yaklaşımlarını artık kendileri de inkâr etmiyorlar. Birileri bazı kişilere açık ya da kapalı olmak üzere Atatürk’ün manevi şahsiyetine dil uzattırarak …

Birkaç gündür tebliğ ile alakalı makaleler yazdık. Gücümüz, bilgimiz ve nasibimiz kadar bir şeyler ortaya koymaya çalıştık. Elbette sizler de kendi anlayışınız ve nasibinizce bir şeyler öğrendiniz. Allah (c.c.) cümlemize imanın, amelin ve ilmin hakikatini öğretsin. Rabbimiz biz kullarına öğretmek ve terbiye etmek adına kitaplar ve elçiler gönderdiğine göre işin hakikatini öğrenmek için Kur’an’dan ve peygamberden gayri yol aramak boşuna …

İyilik konusunda örnek tavır ortaya koyabilmek için iyilik yolunda bulunmalıyız. Öncelikle iyi söz söylemeyi, iyi davranışta bulunmayı, kendimize yol edinmeliyiz. Tebliğ, güzellik ve doğruluğu ilahi mesajları ikinci şahıslara aktarmaksa eğer öyleyse tebliğ edecek kişinin tebliğ edeceği şeyi kendi nefsinde yaşaması gerekmektedir. Bu konuda yüce Allah’ın biz kullarını uyarısı vardır: “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah …

Son asrın problemleri arasında yapılan tebliğin, nasihatin çok kişiye tesir etmediğinden bahsedilir. Peygamberimiz (s.a.a.) bir hadislerinde “din nasihattir” buyurmasına rağmen nasihatlerin ikinci şahıslar üzerinde tesirli olmadığını bu konuda çak az başarı elde edildiğini görüyoruz. Demek ki burada bir sorun vardır. Bu makalemizde bu konu üzerinde kafa yormaya çalışacağız. İnsanımız, toplumsal gelişim ve güzel ahlakın yaygınlaşması hakkında endişelerini dile getirirken, özellikle …

Değerli dostlarım, tebliğin kelime anlamı ile yazımıza başlayalım. Başkalarına bildiklerini anlatmak, bir şekilde bildirmek manasına gelen tebliğ; İslam literatüründe biraz daha kapsamlı düşünülür. İlahi emir ve yasakların başkalarına ulaştırılması şeklinde anlaşılır. Aktarılacak bilginin ya da inanılan ve önem verilen bir şeyin başkalarına ulaştırılmasının amacına ulaşabilmesi için elbette onun da belli kuralları vardır. İşte buna da “tebliğ metodu” denir. Elbette ilahi …

Yine efkâr bastı ey Yâr Sensizlik bana ahuzar Gel şefkatinle beni sar Gönlümdeki aşkı coştur Can katardın sanki cana Öyle muhtacım ki sana Dünya dar geliyor bana Nolur beni sana koştur Her yere neşe saçardın Sanki kuş gibi uçardın Gönül kapımı açardın Seni sevmek ne de hoştur Nazarî’yem garip kaldım Senin hayaline daldım Gönlümü sevdana saldım Sensiz hayat bana boştur. …

Abese suresi Mekke’de inmiştir, 42 ayettir. Adını, “yüzünü ekşitti, buruşturdu” anlamına gelen ilk kelimesinden almıştır. Bu surenin iniş sebebiyle ilgili olarak şöyle bir hadise nakledilmiştir: Efendimiz; Velîd, Ümeyye b. Halef, Utbe b. Rabîa gibi Kureyş’in ileri gelenlerine İslâm’ı anlattığı bir sırada âmâ olan Abdullah b. Ümmü Mektum gelir ve “Yâ Resûlallah! Allah’ın sana öğrettiklerinden bana da öğret” der. O esnada …

Şimdi birilerinin aklına “Uğur Kepekçi neden bir haftadır Atatürk’le alakalı makale yazıyor?”  Diye bir soru takılabilir. Makalemizin başında bu soruya iki cevap vererek başlayalım. Birincisi; dünkü makalemizde “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Aziz Atatürk hakkında ömrümüz boyunca makale yazsak konuşsak Onun vatanımıza, milletimize hayranlığını ve hizmetlerini anlatmaya takatimiz yetmez. Bu sebeple de milletimizin Atatürk’e sürekli minnet duyması gerekiyor.” Demiştik. Minnetim sebebiyle …

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Aziz Atatürk hakkında ömrümüz boyunca makale yazsak konuşsak Onun vatanımıza, milletimize hayranlığını ve hizmetlerini anlatmaya takatimiz yetmez. Bu sebeple de milletimizin Atatürk’e sürekli minnet duyması gerekiyor. Ama maalesef Yunan ve İngiliz ajanlarının etkisi altında kalan gafillerin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saygısızlık etmesine Onun manevi şahsını sorgulamasına müsaade edilmektedir. Bu da sevenlerinin yüreğini yaralamaktadır. Kim ne derse …

Sakın Hak’tan gafil olma İbadetten geri kalma Mazlumun ahını alma Cennete girmek istersen   Muhtaç eli tutmalısın Helal lokma yutmalısın Kötülüğü atmalısın Bereket görmek istersen   Dostu iyi seçmelisin Aşk şarabı içmelisin Candan çabuk geçmelisin Sırlara ermek istersen   Merhametli olmalısın Hep dualar almalısın Doğrulukta kalmalısın Kolay can vermek istersen   UĞUR KEPEKÇİ / 13.11.2024

Kurtuluş mücadelesi yıllarından itibaren İngiliz ve Yunan ajanlarının sinsi gayretleriyle dini bütün, imanı sağlam Gazi Mustafa Kemal Atatürk, dine ve dindara düşman gibi gösterilmiştir. Hâlbuki Atatürk’ün hayatı cephelerde işgalcilere ve yerli işbirlikçi hainlere karşı cihat ederek geçmiştir. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Hoş Geldin Atatürk eserinden anlıyoruz ki O her işinde Allah’a dua edip yardım istermiş. Eserden bu konu hakkında …

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, dünya tarihinde eşine rastlanmayan bir milli mücadeleyle bizlere üzerinde yaşayabileceğimiz bir vatan bırakmıştır. Toprakları işgal edilmiş, ezanları susturulmuş, bayrakları indirilmiş; namusu, şerefi ayaklar altında ezilmiş bir millete bağımsız bir devlet armağan etmiştir. Milli mücadele yıllarından bu yana Onu anlamaktan aciz, İngiliz ve Yunan ajanlarının yerli işbirlikçileri, Aziz Atatürk’e sürekli saldırdılar. Sürekli Onu milletinden ve değerlerinden kopuk …

Gerek ekonomide gerek adalette gerek iç siyasette gerek dış siyasette gerek din-devlet ilişkilerinde yaşanan sorunların çözümü için “Atatürk’ü anlamak ve Atatürk gibi düşünmek” lazımdır. Yaşanan sorunların kaynağı, Atatürk’süz bir siyaset ve devlet anlayışında ısrar edilmesidir. Üzülerek de olsa bir gerçeği dillendirmek zorundayız; Atatürk’ten sonra gelen iktidar sahipleri bilerek ya da bilmeyerek Atatürk karşıtı olanlara zemin hazırladılar. Siyasi iktidarlar saltanatını sürdürmek …