Ramazan’da din bezirgânlarına dikkat!

Ahir zaman yaklaştıkça dinde bozulmaların çoğalacağını, ilahi buyruklar bize haber vermektedir. Bizler de ahir zamana yakın bir zamanda yaşayanlar olarak elbette dinde tahribatın muhatabı nesiller arsında yer almaktayız.

Hal böyle olunca, doğru kaynaklara, doğru bilgilere, doğru önderlere olan ihtiyaç daha önem kazanmaktadır.

Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın bir sohbetine şahit olmuştum. Şöyle diyordu: “Arkadaşlar, kâmil insanın görevi; çağdaşı olan taliplilere çağın gereği olan bir iman ve ibadet ölçüsü kazandırmaktır. Bizi takip ederseniz dininizi yaşamış, doğru ölçülere göre bir hayat sürmüş olursunuz. Şekil itibariyle peygamber dönemindeki yaşayışı değil ama fikir olarak onun döneminde yaşanan İslam’ı biz size sunarız.”

Değerli dostlarım bu ölçü çok mühimdir.

Ramazan gelince din tacirleri meydana çıkarlar, sonra da olur olmaz var yok tartışmalarıyla Müslümanın gönlüne şüphe düşürüp, şevkini kıramaya çalışırlar ki en büyük fitne de bu olsa gerektir.

Dünyanın neresinde bir Müslüman varsa değişmez bir ilke olan Ramazan gecelerinin ihyası hükmündeki teravih namazını kılarken, birileri çıkar “kılmayın yok böyle bir şey” diye inkâr ederler, bu güzel sünneti seniyeyi yok etmeye çalışırlar.

Hâlbuki Peygamber, Ehl-i Beyt ve uygulamalarında hak bütün mezheplerde “Teravih Namazı” vardır

Kaynaklarda sorun yok, uygulamalarda sorun yok, sorun kafalarda, sorun gönüllerdedir.

Bu tipler her zaman pusuda yatar, fırsatını bulunca da ortaya çıkarlar. Sorunca da biz ıslahçılarız derler.

Kur’an’ı Kerim bu tipleri bakınız nasıl ele veriyor:

“İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde “Allah’a ve ahiret gününe inandık” derler. / Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah’ı ve müminleri aldatırlar. Hâlbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir. / Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elîm bir azap vardır. / Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, “Biz ancak ıslah edicileriz” derler. / Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin anlamazlar. (Bakara suresi, 8-12. ayetler).

Bu bilgiler ışığında atamızdan dedemizden büyüklerimizden Hocamızdan öğrendiğimiz teravih namazımızı, mukabelemizi hayır hasenatlarımızı devam ettirelim.

Ramazan’ın bereketi, teravihlerin feyz ve muhabbeti inanan ve namazlarını kılanların üzerine olsun.

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …