Rahmet, bereket ve af sağanağının artarak devam edeceği çeşitli ilahi mesajlarla haber verilen, üç ayların ilki Recep ayına kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Bu sene Recep ayının ilk gecesi ile Recep ayının ilk cuma gecesi olan Regaip Kandil’inin aynı geceye rastlaması da ayrı bir öneme haizdir. Yüce Rabbimize bu lütufları bize ikram ettiği için ne kadar şükretsek azdır.
Abdulkadir Geylani Hazretlerinin Gunyetü’t-Talibin eserinden Recep ayının ve Regaip gecesinin fazileti hakkında bilgileri paylaşalım:
Hz. Muhammed (s.a.a.), “Receb Allah’ın ayıdır; Şaban Benim ayımdır, Ramazan ise ümmetimin ayıdır” buyurunca, Resulullah (s.a.a.) Efendimize soruldu: “Ya Resulullah! Receb ayı Allah’ın ayıdır, diye anlatmanızın sebebi nedir?”
Şöyle buyurdu: “Çünkü bu ayda özellikle mağfiret boldur. Bu ayda, halkın kan dökmesine mani vardır. Bu ayda, Allah-ü Teâlâ, peygamberlerinin tövbelerini kabul buyurmuştur. Allah-ü Teâlâ bu ayda peygamberlerini düşmanlarından korumuştur. Bir kimse, Receb ayını oruçlu geçirirse Allah-ü Teâlâ üç şeyi onun için gerekli kılar. Şöyle ki:
– Geçmiş günahlarının tümünü bağışlar.
– Kalan ömrünün temiz geçmesini temin eder.
– Büyük huzura çıkılan kıyamet gününün susuzluğundan da onu emin kılar.”
Ashaptan bazıları buna güçlerinin yetmeyeceğini söyleyince. Resulullah (s.a.a.), “O halde, ilkinden bir gün, ortasından bir gün, sonundan da bir gün tutarsın. Böyle ettiğin takdirde, ayın tümünü oruçlu geçirmiş olursun. Zira yapılan iyilikler on misli sevap getirir. Ancak, siz Receb ayının ilk cuma gecesini gaflet içinde geçirmeyesiniz. O öyle bir gecedir ki; melekler o geceyi Regaip diye anlatırlar.
Şöyle ki: O gecenin üçte biri geçtiği zaman; semalarda ve yerlerde ne kadar melek varsa, hemen hepsi, Kâbe ve civarında toplanır.
Allah-ü Teâlâ onların haline muttali olur ve şöyle buyurur:
– Ey meleklerim, ne dileğiniz var ise, benden dileyin.
Melekler şöyle derler:
– Rabbimiz, Senden dileğimiz odur ki, Receb ayında oruç tutanları bağışlayasın.
Onların bu dileği üzerine, Allah-ü Teâlâ şöyle buyurur:
-Bu dileğinizi yerine getirdim.” (Abdulkadir Geylani, Gunyetü’t-Talibin, s. 550, 8. fasıl).
Değerli dostlarım din büyüklerimizin bilgileri ve uygulamaları böyledir. Fitne asrında yaşadığımızın bilincinde olmalıyız. Böyle gün ve gecelerin faziletinden istifade edebilmek adına yapacağınız zerre kadar hayır hasenat ve ibadet asla boş çevrilmeyecektir.
İbadet adına doğru olan ne biliyorsak, samimiyetle onu uygulayalım. Bilenler Kur’an okusunlar, tövbe etsinler, tefekkür etsinler, namaz kılsınlar, Allah’ın adını zikretsinler, Peygamberimize ve onun Ehl-i Beyt’ine salavat getirsinler…
Bu özel günler ve geceler fırsattır. Din haramilerinin, yolkesenlerin, sözlerine uyup da var mı yok mu tartışmasına alet olup bu geceyi değerlendirmezseniz elbette çok büyük mükâfatlardan mahrum kalırsınız. Mükâfat inanana var, inanmayana yoktur. Tercih sizindir.
Yaşadığımız zaman diliminde özelde milletimiz, genelde insanlık olarak zor günlerden geçmektedir. Dünyanın hemen her yerinde mazlumlar, Müslüman halklar; yokluk, sefalet ve ıstırap içinde bir hayat yaşamaktadır. Bu sıkıntılardan kurtulmak için bu mübarek gün ve geceleri fırsat bilmeli, Rabbimize çokça ibadet ve niyaz etmeli, Onu razı edecek işler yapmalıyız. Çünkü bütün sıkıntıların çözümü Rabbimizin Ol emrini beklemektedir. Bu vesileyle cümlenizin üç aylarını ve Regaip gecesini kutlarız.