Bir kimse eğer bir sorumluluk üslenmişse, o sorumluluğu yerine getirmek onun üzerine bir vebaldir.
“Ben cinleri ve insanları sırf beni tanıyıp yalnız bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariyat suresi/ 56. ayet).
Eğer sorumluluğumuzu yerine getirmez isek, yarın huzuru mahşerde kendi aleyhimize şahitlik edeceğimizi yine Kur’an’ı Kerimde Allah, bize haber vererek uyarıyor:
“Ey cin ve insanlar topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzle karşılaşacağınızı bildirerek sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? “Ey Yüce Rabbimiz! Kendi aleyhimize şahidiz” diyecekler. Dünya hayatı onları aldatmıştı. Böylece kendilerinin kâfir olduklarına, yine kendileri şahitlik ettiler.” (Enam suresi /130. ayet).
Ayeti kerimenin beyanından anlıyoruz ki biz istesek de istemesek de yüce Allah bizleri yaratmakla üzerimize bir sorumluluk yüklemiştir. Bu sorumluluktan kaçmak ne bu dünyada ne ahirette kimseye fayda sağlamayacaktır.
Onun için büyükler “itaat et rahat et” buyurmuştur.
Sorumluluk duygusu, kişiyi her an içerden kemirir durur. Tıpkı bir ağacı içinden kemiren kurt gibi. Değil mi ki nice yüce ağaçları içindeki kurdu kemirmiş ve yok etmiştir.
Halbuki içindeki kurtla bir şekilde mücadele edilirse hem kurdun verdiği ıstıraptan kurtulacak hem de yaratılma maksadını yerine getirip sorumluluğun gereğini yerine getirecek ve mükafatla taltif edilecektir.
Çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş hocamız sorumluluk hakkında bakınız ne güzel bir uyarı yapıyor. Adeta hesap gününün dehşetinden bizleri korumak istiyor:
“İnancını, dinini, vatanını, milletini, ülke bütünlüğünü korumaktaki hassasiyet her Müslüman Türk insanının görevidir. Aydın o kimsedir ki; vahim yanlışlara baştan işaret eder doğuracağı kötü akıbeti önceden görür ve gösterir. Herkes üzerine düşen görevi yapmakla sorumludur. Tabii, görevini yerine ve konumuna göre Allah’ın ve milletin üzerine yüklediği vebalin ağırlığını hissederek…” (icmal, Ocak 2021)
Sorumluluktan kaçış olmadığına göre; atalet ve tembellikle geçirilen her anın hem dünyevi kayıpları hem de uhrevi kayıpları olacağı kesindir.
Tercih sizin! İster sorumluğunuzun gereğini yerine getirerek hem bu dünyanızı mamur edersiniz hem ahiret hayatınızda Allah’ın razı olduğu kullarla birlikte haşrolursunuz.
Aksi halde dünya hayatında sorumluğun vebali altında ezilerek mutsuz ve huzursuz bir hayat sürer; netice olarak da ahiret yurdunda Allah’a hesap vermekte sıkıntı çekeriz. Allah muhafaza.
Uğur Kepekçi