Sosyal medyayla ne kazanıyor, ne kaybediyoruz?

Akıllı telefon denilen aygıtlarla, insanlar aklını mı kaybetti diyesi geliyor insanın. Dostluk bağları koptu. Sahte dostluklar türedi. Ahlaksızlık her eve, her cebe girmeye müsait bir hale geldi. Kontrolü imkânsız bir halde insanlık kendi eliyle kendini imha etmeye başladı. Dini ve kültürel değerler ayaklar altında sürünür bir hal aldı. Sosyal medya sayesinde insanlar, toplum mühendisleri tarafından istenildiği gibi yönlendirilmekte ve adeta hipnoz edilmektedir.

Birkaç saniyede dünyanın bir ucundan bir ucuna ulaşan, sözde sevgi ya da kutlama mesajı bile; haftalar, aylar sonra yerine ulaşan birkaç satırlık mektubun verdiği hazzı vermemeye başladı.

Şöyle ki: Eskiden, okuma yazma oranı çok düşüktü. Oğlu askere okumaya ya da gurbete giden biri olursa ya ona mektup yazmak için, ya da ondan gelen mektubu okumak için, mahallede okuma yazma bilen çocuklar aranırdı. Onlara bir harçlık ya da bir avuç şeker verilir. Uygun ve müsait bir ortamda can kulağıyla mektupta yazan cümleler dinlenirdi. Birkaç satırlık mektuplar özenle açılır, koklanır, sonra okunurdu. Mektup bir yandan okunur, bir yandan hasret gözyaşları dökülürdü.

Öyle duygulu anlar yaşanırdı ki sormayın. İnanın bu yazıyı yazarken, o zamanki duygulu anları yaşar gibiyim sanki.

Biz bunları pek idrak edemezdik. O zaman anaların evladından gelen mektubu koklamakla ne hissettiğini, o kâğıt parçasını gözüne yüzüne sürerken neler yaşadığını…

Size gelen sosyal medya mesajıyla bu duyguları yaşayabiliyorsanız ne mutlu size…

Teknolojik gelişmeler, “tüfek çıktı mertlik bozuldu” tabirini dahi aratacak derecede insanlığın hayrından çok şerrine kullanılmaya başladı. İletişim çağıyla sözde dünya küçüldü, mesafeler yakınlaştı. Ama gönüller birbirinden öyle uzaklaştı ki aynı evde yaşayanlar dahi birbirini bulamaz oldu.

Sözüm ona akıllı telefonla sözde daha fazla kişiye ulaşılıyor ama inanın, çoğuyla gönül köprüsü kurulmak şöyle dursun gönül köprüleri çöküyor, yıkılıyor, ölüyor fakında olmadan…

Süslü ifadeler içeren belki de uzun süren çalışmalar sonunda elde edilen mesajlar artık bir tat vermiyor. Hazır mesajlar elden ele elektronik ortamda dolaşıyor ancak hemen hiç biri gönüllere ulaşmıyor.

Bırakın birbirini ziyaret etmeyi, arayıp sesini duymak bile zor geliyor insanlara. Kur grubu, at mesajı, işlem tamam. Cuma mesajları, kandil mesajları, bayram mesajları, v.s…

Sözde kutlama ama bereketi yok. Tesiri yok…

Bir de vazifesini yapmış olmanın sahte guruyla övünüyor insanlar.

Sosyal hayatı, sosyal medya yerine sosyalleşerek yaşamak daha akıllı daha hayırlı bir iş olsa gerek vesselam.

Uğur kepekçi

28 Haziran 2018

Önerilen Makale

Atatürk’ün mersiye yazdığını duydunuz mu?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Aziz Atatürk hakkında ömrümüz boyunca makale yazsak konuşsak Onun vatanımıza, milletimize …