Talebi daraltmak ne anlama gelir?

Yıllardır vatandaşımız hayat pahalılığıyla boğuşup durur. Sömürgeci küresel güçlerin dışında kalan az gelişmiş ve fakir ülkeler yoksulluk ve geri kalmışlıkla zor bir hayat sürmektedir. İktidar sahipleri hayat pahalığı denen enflasyonu düşüreceğiz diye talebi daraltarak piyasayı kilitlemiş, alıcı da satıcı da zor günler yaşamaktadır.

İktidar sahipleri dün olduğu gibi bugün de enflasyona teşhisi yanlış yaparak doğruya varmak gibi saçma bir işle uğraşmaktadırlar. İktidarın yanlışı piyasada yaşanan enflasyona talep enflasyonu teşhisi koyarak ona göre ilaç kullanarak hastaya yanlış tedavi uygulamaktır.

Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız siyasi iktidarı 14.06.2011 tarihli “Teşhis yanlış olursa” yazısında ikaz ederek enflasyon teşhisinin yanlış olduğu konusunda uyarmıştır. 13 sene önceki makaleden bir kısmını aktaralım:

“Enflasyon, malın değerinin olduğundan fazla artması ve talebin çoğalması manasına gelmektedir.

Bunun belli başlı iki sebebi vardır. Biri talepten, diğeri de maliyetten kaynaklanmaktadır. Yani biri talep, diğeri maliyet enflasyonu şeklinde özetleyebiliriz.

Türkiye’de yaşanan maliyet enflasyonudur. Zira talep enflasyonu demek paranın bol, malın az olması sebebiyle, rekabetin olmadığı bir piyasada meydana gelen enflasyonun adıdır.

Yani bir mamule müşteri talebi fazla olup imal edilen mamul az olursa, rekabet piyasası olmadığından ve talep artacağından mamul değerinden pahalı satılacaktır.

Bu talep enflasyonudur. Bunun önüne geçmek için üretim arttırılır, rekabet hızlandırılır, talep azalır, böylece zaman içinde enflasyon düşer.

Maliyet enflasyonunda ise durum farklıdır. Şayet bu farkı teşhis etmeden tedavi yöntemleri hayata geçirilirse verem hastasını grip ilacıyla tedavi eden birinin düştüğü yanlışlık yaşanır.

O bakımdan Türkiye’de yaşanan enflasyonu çok iyi tahlil etmek lazımdır.

Maliyet enflasyonu giderlerin fazla, maliyet ve sigorta vergilerinin yüksek oranda olduğu, kredilerin yüksek faizle verildiği bir piyasanın enflasyonudur.

Bu tür enflasyonun düşmesi için maliye ve sigorta vergilerinin azaltılması, kredi faizlerinin de ucuzlatılması gerekmektedir. Böylece mamul ucuz bir fiyatla imal edileceğinden enflasyon kendiliğinden düşecektir.

Tekrar ifade edelim ki Türkiye’nin yaşadığı enflasyon maliyet enflasyonudur. Talep enflasyonuna göre tedbirler alarak bunu düşürmeye çalışmak, talebin azalmasına, maliyet pahalı olduğu için fiyatların düşmemesine sebep olacaktır.

Talep enflasyonu tedbirlerinde paranın piyasadan çekilmesi esas olduğu için borçlarını ödeme mecburiyetinde olan esnaf, ödeme zamanı mamullerini ve pazarladığı emtiayı zararına satma durumunda kalacaktır ki bir zaman sonra esnaf kepenk indirerek işyerlerini tamamen kapatacaktır. Bugün yaşanan da bu değil midir?

Bu konuda biraz daha ısrar edilirse kapanan iş yerlerinin satışı gündeme gelecektir ki bunun adına stagflasyon denir.

Böylece küresel dünyanın patronları o pazarlarda tekel halini alacak ve belki de satılan bu işyerlerinin alıcısı mevkiinde bulunacaklardır. Bu durum da maalesef ülkenin çöküş ve de yıkılışı demek olacaktır.”

Değerli dostlar, tedavi diye ekonomide sundukları yanlış reçetenin yarınlarda başımıza açacağı belalar, bu günleri aratacak nispette olacaktır. Yanlış reçete uygulayanlardan devletimizi de milletimizi de Allah kurtarsın.

Önerilen Makale

Kaybolan değerlerimiz ve aidiyet duygusu

Bir kimsenin imanına, vatanına, devletine, bayrağına, kimliğine, ailesine, sahip çıkma duygusuna “aidiyet duygusu” denmektedir. Gazi …