Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte Gazi Mustafa Kemal Atatürk, her sahada milli bir oluş hareketi başlatmıştı. Tarımda, üretimde, sanayide, hemen her alanda çok ciddi başarılar elde edilmişti. Tarımın ne kadar stratejik bir mesele olduğunu bildiği için tarımla uğraşan halkı özendirmiştir.
Atatürk Orman Çiftliğinin oluşmasına çok büyük emekler vererek bizatihi çiftçiliği, tarımla uğraşmayı özendirmişti. Tarım ve çiftçilikle alakalı çok önemli sözler de sarf etmiştir. Birkaç sözünü aktaralım:
“Burada bir çiftlik kuracağım. Bu çiftlikte hayvanlar yetiştireceğim. Bir küçük ormanın kenarında tarım endüstrimize ait bacalar tütecek.”
“Köylülerin gözleriyle görebilecekleri, çalışmaları için örnek tutacakları, verimli, modern, uygulamalı tarım merkezleri kurmak gereklidir.”
“Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki çalışma imkânlarını, asri ve iktisadi tedbirlerle en yüksek seviyeye çıkarmalıyız.”
“Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür.”
“Eğer milletimizin büyük çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bu gün dünya üzerinde olmayacaktık.”
“Milli ekonominin temeli tarımdır. ”
Atatürk’ten sonra Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modelinde tarım ile alakalı çok önemli tespitler yapmış, yaşanan ve yaşanabilecek sorunlara çözümler sunmuştur.
MEM den tarım ile alakalı projelerden bir kısmını aktararak mevcut durumumuzu izaha çalışalım:
“Çiftçiden, planlı ve sürekli üretime katıldığı sürece vergi alınmayacak ve ürün alım garantisiyle doğrudan desteklenecektir.
Toprağı olmayan köylüye, üretim yapılması şartıyla toprak verilerek üretime katılması sağlanacak.
Devlet tarafından ürünün tahmini bedelinin yüzde ellisi üreticiye avans olarak ürün ayından altı ay önce peşin olarak ödenecektir.
Kuraklık, don, sel gibi doğal afetlere karşı, ürün sigorta sistemi, getirilerek üreticilerin zararları karşılanacaktır.
Stratejik öneme sahip tarım sektöründe yerli üretim, ithal ürünlere karşı gümrük duvarları yoluyla korunacaktır.
Tarım ürünlerine IMF ve Dünya Bankası dayatmasıyla getirilen tahditler tamamen kaldırılacak, yerli üretimin arttırılması teşvik edilecektir.
Çiftçiye devlet tarafından tohum, fidan, gübre ve ilaç konularında yardım edilecektir.
Çiftçilere sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı sağlanacaktır.
Türkiye’de tarım alternatifsizdir. Onun için tarım ürünlerine alternatif aramak yerine, tarıma dayalı sanayinin kurulması teşvik edilecektir. Bu amaçla devlet tarıma dayalı sanayi üzerine yatırım yapmak isteyen girişimcilere proje mukabili sıfır faizli, gerekirse geri ödemesi üretim olarak alınabilecek kredi doğrudan verilecektir.
Hükümet, bizzat pazarlama hususunda üreticilerimize öncülük edecektir. Dünyanın her yerinde pazar bulacaktır. Çiftçinin pazar problemi olmayacaktır.”
Değerli dostlar! Tarım konusunda mevcut hükümetler, maalesef gerek Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öngörüp uygulamaya çalıştığı, gerek Prof. Dr. Haydar Baş’ın sorunların çözümü konusunda ortaya koyduğu çözüm önerilerine rağmen dışa bağımlı bir politika uygulamıştır. Tohumdan gübreye, hububattan bakliyata varıncaya kadar hemen her konuda dışa bağımlı bir politika tercih edilmiştir. Çiftçinin tarımla uğraşabilmesi için destek yerine çeşitli engeller konularak köyden kente göç teşvik edilmiştir. Dışa bağımlı bir tarım politikası neticesinde; başta ekmek olmak üzere temel gıda ürünlerinin hemen hepsinde fiyat artışı yaşanmış, bazı ürünlerin tedarikinde ciddi sorunlar baş göstermiştir.
Yakın bir zamanda kıtlık kapımıza dayandığı zaman ya da gıdaya ulaşmanın çok daha pahalı ve zor olacağı dönemler geldiğinde, yapılan yanlışın bedelini hep birlikte ödeyeceğiz.
Her şeye rağmen Milli Ekonomi Modeli ile çözüm yanı başımızda bizi beklemektedir. Zararın neresinde dönerseniz kârdır. Bağımsız Türkiye Partisi, parti programında Milli Ekonomi Modeli ile milletimizi sadece tarımda değil her alanda mutlu yarınlara taşımak için hazırdır. Av. Hüseyin Baş ve kadrosu görev beklemektedir.