Tedavide doğru teşhis önemlidir

Hangi sorunla karşılaşırsanız karşılaşın, ister maddi, ister manevi, ister sağlıkla alakalı olsun; tedavide, çözümde teşhis çok önemlidir. Şayet teşhis yanlış olursa, tedavi de o yanlış üzerine kurulacak; yanlış ilaç kullanılacak, yanlış yol takip edilecek, dolayısıyla sorun hiçbir zaman çözüme kavuşmayacaktır.

Bu konuda rahmetli Celal Mısır hocamız güzel bir örnek verirdi: “Başlangıçta yapılan küçücük bir hata, küçücük bir fikir yanlışlığı, inançta küçücük bir açı farkı, zamanla kişiyi çok ciddi sapmalarla karşı karşıya bırakacak; iş aslından çıkacaktır. Bunu şöyle izaha edelim: Aynı eksen üzerinde bulunan iki çizgi arasında gözle görülmeyecek kadar küçük bir açı farkı olsa, çizgiler uzadıkça aradaki açı farkı daha gözle görülür hale gelecektir. Başlangıçta dikkate bile alınmayan hatalar sayesinde, bir zaman sonra, ne hedef kalır, ne çizgi; böylece doğruya, çözüme kavuşmak imkânsız hale gelecektir.”

Gerek ülkemizde, gerek dünyada insanlık büyük sorunlarla karşı karşıyadır. Bazen bilerek, bazen bilmeyerek işlenen küçük küçük hatalar, kişilerin ferdi olarak yaptığı yanlışlar, yanlış teşhisler, yanlış tedaviler, insanlığı sorunlar yumağıyla boğuşmak zorunda bıraktı.

Bugüne kadar gidilen yoldan gidilirse, insanlığın doğruya ulaşması, çözüme kavuşması mümkün değildir. Çünkü teşhis yanlış, tedavi yanlış, yol yanlış…

İşin en acı tarafı, teşhisin ve tedavinin yanlış olduğunu insanlara anlatmanın da zorluğu meydandadır. İnsanlar yanlışa müptela olmuş, doğruyu unutmuş, yanlışını da doğru gibi görmeye başlamış.

Gidilen yol ne kadar yanlış olursa olsun. Yanlışlar ne kadar büyük olursa olsun. Derdi yaratan yüce Allah, dermanını da yaratmıştır. Ama önce insanlar yanlışta olduğuna karar verecek, sonra teşhis doğru yapılacak, sonra da doğru tedavi eksiksiz ve gayretle uygulanacaktır.

Bizi yönetenlere, sözüm ona çözüm diye önümüze koydukları yanlışları dayatanlara demem o ki; bu yolla eninde sonunda bizi batıracaksınız. Çünkü teşhisleriniz de yanlış, tedaviniz de…

Bağımsız Türkiye Partisinin(BTP) Karabük’te tertiplediği aday tanıtım programında konuşan Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Er, güzel bir uyarı yapıyor: “17 yıldan beri devleti yöneten iktidar ülkeyi ekonomik ve siyasi olarak çıkmaza koydular. Cumhuriyetin bütün kazanımlarını sattılar. Etrafımızda hiç dost ülke bırakmadılar. Devletin bekası için asırlık olan iç politika, dış politika ve milli eğitim politikalarını yıllık, aylık hatta saatlik olarak değiştirdiler. Devletimizi itibarsızlaştırdılar. Ekonomik büyümeği borçlanma ile eş tuttular. Kazanmadan harcamayı, borcu borçla ödemenin yolunu açarak halkı aslında fakirleştirdiler. İnsanlar arasında uçurumlar açtılar. Borçlanmayan kimseyi bırakmadılar. Sonra devleti ve milleti borç batağına sürükleyen hükümet, yıllardan beri istikrar diye diye milleti kandırdılar. Biz olmazsak ülke batar diyerek milletin oyunu aldılar. Şimdi de beka sorunu var diyerek sizleri kandırmaya çalışıyorlar. Evet, ortada bir sorun var, ama bu beka sorunu değil, zekâ sorunudur. Hala daha bunların yalanlarına ey milletim kanmaya devam mı edeceksiniz? Bunlar sizin zekânızla alay ediyorlar. Hem yapıyorlar hem de bunu yapan başkasıymış gibi muhalefet ediyorlar. Yani sizinle dalga geçiyorlar.”

Prof. Dr. Mustafa Er konuşmasını şu cümlelerle noktaladı: “Siyaset sorun üretme merkezi değil, çözüm üretme merkezidir. Çözümün merkezi Bağımsız Türkiye Partisi, Prof. Dr. Haydar Baş Bey ve O’nun Milli Ekonomi Model’idir. 31 Mart yerel seçimlerinde BTP’li adaylara destek verelim ve yepyeni bir başlangıca yelken açalım.”

Uğur Kepekçi

19 Şubat 2019

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …