Değerli dostlarım, zekât söz olarak 2 hece, söylemek dile kolaydır. Ama zekâtın gereğini yerine getirmek, gerçekten de zordur. Ve hakkıyla zekât vermek de her babayiğidin harcı değildir.
İddia başka ispat başkadır. Bu ince noktalarda bizleri bilgilendiren ve uyaran Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın tespitlerine yer verelim müsaadenizle:
İmam Cafer (aleyhisselam) buyuruyor ki: “Yüce Allah’ ın bu ümmete farz kıldığı en ağır yükümlülük zekattır. Nitekim bu ümmetin büyük çoğunluğu zekât konusunda helak olacaktır. Malın karada ve denizde zayi olması ancak zekât verilmemesi yüzündendir. Bir kuşun avlanması da ancak Allah’ın tesbihini ihmal etmesi yüzündendir.
Ali b. Hamza anlatıyor:
İmam Cafer es-Sadık ve İmam Musa Kazım (aleyhisselam) buyurmuşlardır ki: “Kaim Mehdi (aleyhisselam) zuhur ettiği zaman, daha önce yürürlükte olmayan üç hükmü yürürlüğe koyar. Zina eden yaşlı adamın ve zekâtı vermeyenin öldürülmesine hükmeder. Ve gölgesi olan her şeyde kardeşi kardeşe mirasçı yapar.
İmam Rıza (aleyhisselam) zekât konusunda şöyle derdi: “Allah, üç şeyi üç şeyle bağlantılı olarak emretmiştir. Namaz kılmakla zekâtı birlikte emretmiştir. Namaz kılıp da zekât vermeyenin namazı kabul edilmez.”
Hicret’ in ikinci yılından günümüze kadar her zaman ve her yerde Müslümanlar zekâtın farz bir ibadet olduğu hususunda görüş birliği etmişlerdir. Sahabeler, zekât vermeyenlerle savaşmışlardır.
Bir kimsenin zekâtı bilerek inkâr etmiş olmasıyla o, ancak Kitabı ve Sünneti yalan saymış ve inkâr etmiş olmaktadır.
Zekât eserinde, Muhterem Haydar hocamızın insanların zekât konusunda nefislerinin birçok tuzağına düştüğünü de haber vermiştir. İslam’ın zekât ibadeti hakkında insanların aldandıkları iki konunun altını çizmiş ve ikaz etmiştir:
- Zekâtın farz olduğunu inkâr eden dinden çıkar.
- Zekâttan kurtulmak için hile yapmak haramdır.
Örneğin, sene sonu gelmeden kişinin bir malını yakınına hibe etmesi ve sonra geri alması veya nisap miktarı malın değişik bir cins mal ile değiştirilmesi gibi… (Prof. Dr. Haydar Baş, Kur’an ve sünnet ışığında İslam İlmihali Zekât, sayfa 40-43).
Çevremize bir baktığımız zaman zekât konusunda insanların genel eğiliminin vermekten değil de birçok hileye baş vurarak vermemek üzerine bir hayat felsefesi kurduğunu görürüz.
Halbuki sana verilen ve fakirlere verilmek üzere emanet edilen fakirin hakkı olan zekât konusundaki aldanışın, ahirette başımıza ne büyük belalar açacağını bilsek; herhalde zekât vermek konusunda birbirimizle yarışa girerdik.