Yüce Allah’ın bizlerden istediği kulluk çerçevesinde önemli bir ibadet olan namaz üzerinde biraz durmak istedik.
Namaz bir kulun kendini Allah’a en yakın hissedebileceği önemli sırları içeren bir ibadettir.
Bir hadis-i şerifte namaz, kul ile Allah’ın sohbeti olarak zikredilmiştir: “Muhakkak ki sizden biri namaz kılarken Rabbiyle özel olarak konuşmaktadır…” (Buhari, Salat, 36)
Kılınan namazın Allah’ın yakınlığına sebebiyet vermesi için kulun, huzurda olunduğunun bilincine varması esastır. Bu sebeple yüce Allah Taha suresi 14. ayette şöyle buyurmaktadır: “Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah’ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; beni zikir (anmak) için namaz kıl.”
Allah’tan gafil olarak namaz kılmakla, namazdan istenilen maksat hâsıl olmaz. Böyle namaz kılanlar yüce Allah tarafından azarlanmadır: “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar.” (Ma’un/4-5)
Ciddiye alınmayan namaz kavramını birçok müfessir, Allah’tan gafil olarak kılınan namaz olarak tarif etmişlerdir.
Yüce Allah’ın kulu ile günde en az 5 defa hasbihal etmek istediği ve karşılığında da maddi manevi birçok faydalar sağlayan namazı kılanlar neler kazandıklarını, kılmayanlar ise neler kaybettiklerini tefekkür etmelerini öneririz.
Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde “Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Senin ümmetine beş vakit namazı farz kıldım ve onları, vaktinde ve hakkını vererek kılanları cennete koyacağımı kendi katımda vadettim. Namazları düzenli kılmayanlar için ise katımda böyle bir vaat yoktur.’ ” (Ebû Dâvûd, Salât, 9)
Namaz hakkında o kadar çok ayet ve hadis-i şerifler var ki bunların elbette bir makaleye sığması mümkün değildir. Bizim gayemiz dağarcığımıza düşen birkaç ilahi buyruğu paylaşarak başta kendimiz olmak üzere dostlarımızı tefekküre sevk etmektir.
Gerçekten de günde 5 vakit kıldığımız namaz hakkında kalp huzurunu sağlayamadığımız için çoğumuzun sorunlar yaşadığını biliyoruz. İstenilen kalp huzurunu sağlayamayınca da kılınan namazın sürekliliği sağlanamıyor ve sıklıkla namazlarını terk edenlere rastlıyoruz.
Aslında bir insan bir şeyi neden yaptığını sorgulayınca, sonraki aşama nasıl yapacağını öğrenmek ve daha sonra da eyleme geçmek olmalıdır.
Peygamberimiz o kadar çok namaz kılardı ki ayakları şişerdi bazen. Bir gün Ona günahsız ve mutlak cennetlik olduğu halde neden bu kadar çok namaz kıldığı sorulduğunda verdiği cevap çok enteresandır: “Rabbime şükreden bir kul olmayayım mı?”
Bu sebeple kılacağımız namazı Allah’ı zikir ve Allah’a şükür maksatlı kılmalıyız. Rabbim bizlere de kıldığı namazı ve yaptığı kulluk görevlerini istenilen şuurda yapabilmeyi nasip eylesin. Âmin.