Zaman o kadar çabuk geçiyor ki daha dün gibi gelen ancak üzerinden 1 yıl geçen Kurban Bayramının gölgesi üzerimize düştü. Haram aylardan biri olarak nitelenen Zilhicce ayına girmiş bulunuyoruz. Bizler de bu sebeple Zilhicce ayı hakkında birkaç bilgi paylaşmak istedik.
Zilhicce ayı; kameri aylardan on ikincisi, Haram aylardan ve dolayısıyla hürmete lâyık aylardan biridir. (Haram aylar; Zilkâde, Zilhicce, Muharrem, Receb).
Bu aylarda savaş yapmak yasak olduğu için “eşhuru hurum” diye de adlandırılmıştır. Cahiliye devrinde Araplar arasında iç savaşlar eksik olmazdı. Dört ayda savaşmak Kur’an’da ayetle yasaklanmıştır.
“Doğrusu ayların sayısı; gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah’ın kitabında on iki aydır. Bunlardan dördü haram olanlardır. İşte doğru din budur. O halde bunlarda nefislerinize zulmetmeyin. Müşrikler sizinle nasıl toplu olarak savaşıyorlarsa, siz de onlarla toplu olarak savaşın. Ve bilin ki; muhakkak Allah, muttakilerle beraberdir” (Tevbe/36).
Zilhicce ayı, içerisinde birçok hikmetli olayları barındıran, çok önemli bir aydır. Haccedenler, zilhiccenin dokuzunda Arafat’ta ihrama bürünüp adeta mahşeri yaşamaktadırlar. Arafat, Hazreti Âdem’den bu yana bütün Enbiyanın, Evliyanın ve bütün Hüccacın istisnasız ziyaret ettiği, “Hac Arafat’tır” buyrulan, dualarının geri çevrilmeyeceği “mekân-ı mahsus ve zaman-ı mahsus” (özel bir yer ve özel bir zaman) bir yerdir. Zilhicce, bu kutlu olayı içerisinde barındıran bir aydır.
Peygamberimiz, insanlığa hayat rehberi niteliği arz eden Veda Hutbesi de bu ayda ve Zilhiccenin 9. Günü irat edilmiştir. Kurban Bayramı malumunuz üzere Zilhicce’nin 10. günüdür.
Allah Resulü Veda Hutbesinde; “Müminler! Size iki emanet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emanetler, Allah’ın kitabı Kur’ân ve İtretim Ehl-i Beyt’imdir.” buyurmakla da kıyamete kadar geçerli bir ölçüyle insanlığa ebedi ve evrensel bir çağrı yapmıştır.
Bu kadar mübarek olayların cereyan ettiği bu ayda, Muhammed ümmetine ikramlardan nasiptâr olmamız için oruç teklif edilmiştir. Bu ay içerisinde ilk 9 gün tutulacak oruç çok faziletlidir. Gücü ve sağlığı yerinde olanlar, Kurban Bayramına kadar yani Arefe günü dâhil (Arafat günü) oruç tutmalıdır.
Resûlullah (s.a.v.) bu konuda şu hadisi şerifleri buyurmuştur: “Zilhiccenin ilk günlerinde tutulan oruç, bir yıl oruç tutmaya, bir gecesini ihya etmek de Kadir gecesini ihya etmeye bedeldir.” (İbni Mace)
Peygamber Efendimizin eşlerinden rivayet olunur ki; “Resûlullah’ın (s.a.v.) Zilhicce’den dokuz günle Aşura günü oruç tutardı. Bir de her aydan üç gün, ayın ilk pazartesi ile perşembe günü oruç tutardı” (Kütübü Sitte/3133)
Zilhiccenin dokuzunda tutulan orucun faziletini yine Resûlullah’ın (s.a.v.) şöylece haber vermiştir.
“Arafat günü tutulan orucun, geçen yılın ve gelecek yılın günahlarına kefaret olacağına Allah’ın rahmetinden ümidim var.” (Kütübü sitte/3135)
“Zilhiccenin ilk on günü fazilette bin güne, Arefe günü ise, on bin güne eşittir.” (Beyhaki)
“Allah indinde zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” (Taberani) (Tesbih: Sübhanallah, Tahmid: Elhamdülillah, Tehlil: Lâ ilâhe illallah, Tekbir: Allah-ü ekber, demektir.)
Oruç tutmayı sadece Ramazan ayına mahsus bırakmayıp, böyle önemli günleri fırsat bilip; oruç tutarak, namaz kılarak, Kur’an okuyarak, zikir ederek; velhasıl ibadetlerimizi artırarak, kendimize ahiret azığı hazırlamalıyız.