Uğur Kepekçi
Bir insanı değerlendirirken sözden çok eylemlerini dikkate almak gerekir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk neredeyse bütün ömrünü cephelerde bu vatanı kurtarmak ve yüceltmek için uğraş verdiği halde birkaç soysunuz onun hakkındaki iftiralarına aldanması çok acı veriyor insana.
O her yönden halkını düşünen biriydi. Milletin can damarı olan camilerdeki cahil vaizlere karşıydı. O milletinin camilerde dinleyeceği hutbelerine önem verirdi. Cuma günü camiye gelen halkın mutlaka dinin gerçek bilgileriyle tanışmasını hurafelerden kurtulup Kur’an ve sünnet ışığında gerçek din olgusuyla tanışmasını isterdi.
Çünkü bu güne kadar din üzerinden siyaset yapanların, din üzerinden rant elde edenlerin, cahil ve düşmanla işbirlikçilik yapan vaizlerin; Osmanlının çöküşüne sebep verdiğini çok iyi biliyordu. Tekrar böyle bir tehlikeyle karşılaşılmasını istemediği için bizatihi Diyanet İşleri Başkanına Kur’an ve sünnet ışığında hutbeler hazırlatmıştır.
Yaşanan bu süreci Hoş geldin Atatürk eserinden aktaramaya çalışalım:
“… Aradan bir zaman geçtikten sonra bir başka seyahatinde yine bir camiye gidilmişti. Burada da bazı cahil vaizler birtakım uydurmaları saf halka nakledip duruyordu… Mustafa Kemal ayağa kalkmış, ‘Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın, yatıp kalkmak, saçma sapan konuşmak için yapılmamıştır. Camiler, itaat ve ibadetle beraber, din ve dünya için neler yapılmak lazım geldiğini düşünmek için kurulmuştur. İşte biz burada din ve dünya için, istikbâl ve istiklâl için bilhassa hâkimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım’ demiş ve hocalara örnek olacak şekilde Türkçe vaazda bulunmuştur.”
Atatürk hurafelere, yobaz takımına, dinin alet edilerek saf halkın kandırılmasına karşıdır. 1926 senesinde “Hutbe Hocası” isimli eser yayınlanmıştır.
Atatürk’ün isteği üzerine dönemin Diyanet işleri Başkanı Rıfat Börekçi tarafından hazırlanan bu Türkçe Hutbeler kitabı, ilk baskısını 1928 senesinde yapmıştır. Vefatından sonra ortadan yok edilen kitap, 2005 senesinde Emine Şeyma Usta tarafından Türkçeleştirilerek tekrar bastırılmıştır. İçinde, Allah inanç, Kur’an-ı Kerim, Peygamber sevgisi, ibadet ve güzel ahlâk üzerine 51 hutbe vardır.” (Prof. Dr. Haydar Baş / Hoşgeldin Atatürk / sayfa 677-678)
Ayrıca Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizatihi kendisi tarafından hutbeler okuduğu tarihi vesikalarda mevcuttur. Demek oluyor ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk camilerde hutbe okuyacak kadar dinini bilen bir kâmil mümindi, bir âlimdi. Değerli dostlarıma tavsiyemiz odur ki; Atamız hakkında ileri geri konuşanların dedikodularını dinleyip de onlara prim vermeyin.
