Uğur Kepekçi
Yaklaşık bir haftadır Nevşehir Kozaklı’daki BTP Geleneksel Gençlik Kampı hakkında bilgileri paylaşmaya çalışıyoruz. Özellikle de BTP lideri Hüseyin Baş’ın yaptığı konuşmaları ana başlıklar halinde aktarıp biraz da kendi değerlendirmelerimizle harmanlayarak siz değerli dostlarımıza sunmaya çalışıyoruz.
Önce Sayın Baş’ın konuşmasının final kısmını aktaralım sonra da kampın bu kısmını kapatalım. Daha sonra da kamp değerlendirmeleri yapmaya çalışacağız.
Atatürk’ü kimler niye sevmez?
“Bugün ülkemizi yönetenlerin Atatürk ile kendilerinin de açıklayamadığı temel bir problemleri var. Bu temel probleme indiğiniz zaman zannediliyor ki bu inançla ilgili bir kavga. Evet, bu inançla ilgili bir kavga ama insanımızın zannettiği gibi bu taraf inançlı, Atatürk tarafı inançsız değil tam tersine bu taraf inançlı. Sayın Nihat başkanımın (Nihat Hekimoğlu) ‘Atatürk’ü kimler sevmez’ diye bir konuşması vardır, onu açın bir dinleyin. Kim sevmez Atatürk’ü, niye sevmez Atatürk’ü? Atatürk bu millete onurunu, şerefini, haysiyetini iade ettiği için Atatürk’ü sevmiyorlar çünkü bu milletten değiller. Atatürk’ü sevmiyorlar çünkü Atatürk bu millete dinini özgürce yaşayabilme hürriyeti verdi, çünkü bu dinden değiller. Adamların sorunu burada. Mesele ben Müslümanım deyip konuyu kapatmaksa öyle herkes Müslüman olur. Mesela hakikaten dört dörtlük bir Müslüman olmaksa, Müslüman Atasıyla, babasıyla, dedesiyle, geçmişiyle, tarihiyle kavga etmez aksine onu sahiplenir, ona minnet duyar, vefa duyar.”
Sayın Baş’ın konuşmaları arasında kullandığı bir cümle de çok manidardı. “Biz siyasetimizi Allah rızası için yapıyoruz. Allah’a hesap veremeyeceğimiz bir görev olacaksa Allah bize bunu nasip etmesin. Eğer bu millete Allah rızası için hizmet edeceksek ki niyetimiz de budur. Allah bizi muvaffak etsin. Bu kutlu göreve talip olmak bir iddiadır. Bu iddiada samimi olup olmadığımızın tespiti için Allah adamı imtihan eder, iğnenin deliğinden geçirir. Bu konuda da her türlü çileye zorluğa da hazırlıklı olmak lazımdır.”
BTP lideri Sayın Hüseyin Baş’ın kamp konuşmasını değerlendirirsek; konuşmalarıyla bir yandan gençlere ideal veriyor bir Türk genci nasıl olmalıdır onu tarif ediyor ve hedef gösteriyor. Bir yandan da milletimizi Atatürk üzerinden ayrıştırmaya çalışanlara gereken dersi vererek birlik ve beraberliğin adresini tarif ediyor. Türk milletinin ne kışlayla ne camiyle ne Atatürk’le ne dindarlıkla ne camiyle bir kavgasının olmadığını dile getiriyor. Milletimizi bir ve beraber etmek için devletimizi Kâinat Devleti milletimizi zengin ve özgür bireyler haline getirmek için Prof. Dr. Haydar Hocamızın çerçevesini ve rotasını çizdiği yoldan götürmek istiyor.
Değerli dostlarım, bakın etrafınıza bu görüşleri gönül potasından eritip tatlı dille ve cesaretle söyleyebilen başka lider başka siyasetçi var mı? BTP kadrolarının ve Hüseyin Baş’ın kıymetini bilelim. Bu genç delikanlı siyasetçiye her yönden sahip çıkalım diyorum. Hem devlet hem millet kazansın. Rabbim yolunu ve bahtını açık eylesin bizleri de onunla devletimize ve milletimize hizmetkâr eylesin. Âmin.
