Değişmeden değişim olmaz

Yüce Allah sayısız nimetler yaratarak yaşadığımız dünyayı yaşanabilir cennet yapmaya elverişli hale getirmiştir.

Ancak insanoğlu ölçülü davranıp hayatı yaşanabilir kılmak yerine kendi nefsi arzularına, kin ve nefrete sarılıp kendini bu sayede güçlü kıldığını zannederek kendi eliyle dünyayı cehenneme zindana çevirmiştir.

İnsanlar Kuran’ı Kerimin hayat ölçülerini, Peygamberin örnek hayat tarzını uygulanabilirlikten çıkarmak etrafına kötülük yapmak için elinden gelen her türlü çabayı ortaya koymuştur.

Böyle bir hayat yaşayan kötüler, etrafına bir virüs gibi zararlı manevi hastalıklar yayarak sadece yaşadığı çevreyi değil iletişim çağının hızlı yayılmacılığıyla dünyayı etki altına almışlardır.

Dünyada yaygın hale gelen ve hemen bütün toplumların yaşam tarzı haline gelen bencillik ve hukuksuz yaşam, olaylara kavgalara savaşlara sebebiyet vermiştir.

Önceleri bazı bölgeleri etkisi altına alan bu kötü gidiş zamanla dünyayı sardı. Güçlü-güçsüz, zengin-fakir, kadın-erkek, doğulu-batılı, dinli-dinsiz herkes ama herkes yaşadığı dünyadan rahatsız olmaya başladı.

Çünkü sınırları olmayan her özgürlük başkalarının özgürlüğünü çiğnemeye başlayınca sorun evrensel hale geldi.

Dünyada yaşanan problemler neticesinde insanlığın geldiği ortak nokta “değişim” arzusu olmaya başladı.

Ancak değişim de bir türlü gerçekleşmiyor. Gerek sıcak savaş gerek soğuk savaş gerek virüs salgını derken istenen değişim bir türlü gerçekleşmiyor.

Değişim arzusunda olanlar değişimin temel kaidesini yerine getirmeden değişim bekliyor ama değişmeden değişmeyi beklemek Sünnetullah’a aykırıdır.

Değişimin temeli değişmeden değişim olmayacağını Yüce Allah Kuran’ı Kerimde haber vermişse; Allah’a rağmen bu işi beceremezsiniz. Çünkü güç ve kudret sahibi ancak Allah’tır.

İşte yüce Allah değişmez ölçüsünü Rad Suresi 11. ayette beyan ediyor:

“İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.”

Başınıza gelen musibetlerin içine düştüğünüz tuzakların uğradığınız kötülüklerin ortadan kalkıp cehenneme çevirdiğiniz dünyayı tekrar yaşanabilir ve cennete çevirebilmeniz için yaptığınız yanlışları terk etmek yani değişmek zorundasınız.

Haydi durmayın hem kendinize hem yaşadığınız dünyaya iyilik aşısı vurun, kötülüklerinizden vazgeçin.  Allah’ın sonsuz kudret ve azametini hatırlayın.

Gözle görünmeyen bir virüs dünyayı nasıl hizaya getiriyor. Allah’ın gazabından Allah’ın rahmetine koşun. Artık değişim zamanıdır.

Hz. Mevlâna’nın şu mesajını anlamaya çalışalım

“Her gün bir yerden göçmek ne iyi, Her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş, Dünle beraber gitti cancağızım; Ne kadar söz varsa düne ait, Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”

Velhasıl değişmeden değişimi beklerseniz; ömrünüz biter, dünya yok olur gider hala beklediğiniz değişime kavuşamazsınız. Bizden hatırlatması…

Uğur Kepekçi

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …