İslam’da gaye ve ölçüler bakımından İslam konusuna bu makalede de müsamaha ölçüleriyle devam edeceğiz. Bu konu da başlı başına bir öneme haizdir.
Çünkü çoğu zaman kime ne kadar müsamaha gerektiği bilinmediği takdirde inananların en çok yanılgıya düştüğü bilinmesi gereken bir esastır.
Belki de bu konunun aslını halkımız, eğer çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın FETÖ ile mücadele yıllarında bilseydi. Bugün ülkemiz ve milletimiz FETÖ belasına düşmeyecekti. (Bizi anlamayanlar utansın).
Ama ne yapalım ki Türk milletinin nasihatten çok musibetten daha çok ders aldığı da tarihi bir vakıadır.
Tarih sahnesinde defalarca devlet kurmuş ve defalarda kendi eliyle devletini yıkmış, tekrar ayağa kalmış bir millet yoktur.
Bu makûs talih, Molla Zübeyde anamız ve Alirıza beyin aslanı, Cennet Mekân Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafında yenilmiş ve Onun kurduğu Cumhuriyet, kıyamete kadar ilelebet payidar kalacaktır.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız tarafından verilen “Atatürk vatandır” mücadelesi ve ardından Genç liderimiz Avukat Hüseyin Baş tarafından defalarca kullanılan “Atatürk kırmızıçizgimizdir” ilkesi geleceğimizin de teminatı olacaktır inşallah. Tekrar konumuza dönelim:
İslam’da müsamaha konusunu, eserin sahibinden okumaya devam edelim:
“İslam ölçü dinidir. Taviz vermemek, gerçeği saptırmamak kaydıyla ölçüde esneklik olabilir ki buna müsamaha denir. Bu şekildeki müsamaha Allah’ın rahmetinden insanların istifade etmesini sağlar.
İslam, bütün insanları tebliğe muhtaç, Allah‘a dönüşe müsait, kurtuluş bekleyen bir kâmil insan adayı olarak görür.
Cenab- Hakk’ın eseri olan bütün insanlar ya hilkatten (yaratılıştan.) ya da iman birlikteliği nedeniyle kardeştir.
İslâm’da “Yaratılanı yaratandan ötürü” sevmek bir zorunluluktur. Ancak bu onların küfrünü ve yanlışlarını makul karşılamak anlamına gelmez.
Zira kötülük ve küfür, bütün insanların düşmanı ve helak sebebidir. Bunlar müsamaha ile karşılanamaz. Bu durumda İslam, zararları ortaya koyup hata edenleri de ikna ve irşad yoluyla kurtarmaya çalışır.
Bu çerçevede insanlar hakikat ve iman ölçüleri nezdinde ikiye ayrılırlar:
1- İnananlar
2- İnanmayanlar (Ki inkârcılar da iki nevidir: Münafık ve Kâfir.)
İslam, inanmayanlara da yaklaşım tarzında büyük teenni ve dikkat gösterir. Ve böylece kimseden ümit kesmemek gerektiğini anlatır.
Günümüzde İslam ‘ın müsamaha ölçülerin iyi bilinmemesi ve uygulanılmaması yüzünden birçok yıkıcılık, mücadele ve itiraz boyutu gelişmiştir.” (Prof. Dr. Haydar Baş, Din Tahripçilerine Kur’an-ı Kerimin Cevabı, 1998, Sayfa 26-27)
(Devam edecek…)
28 Ocak 2021