Gaziantep Milli Kahramanları Anma programından notlar –II

8 Şubat 2014 Cumartesi günü Gaziantep’te düzenlenen Milli Kahramanlarımızı anma programından notlar sunmaya devam edelim. Programda Prof. Dr. Ünal Emiroğlu hocamızın yapığı eşsiz konuşmadan bahsetmeden geçemeyeceğim. Çok önemli davalarda üstün başarılar gösteren İstanbul barosu avukatlarından anayasa konusunda uzman olan sayın hocamız; sohbetini yapmak üzere her eline aldığı birer kitapla konuşma kürsüsüne geldiler. Bir elinde “Milli Ekonomi Modeli” bir elinde “Sosyal Devlet Milli Devlet” kitapları…

Sayın Prof. Dr. Ünal Emiroğlu hocamızın çok veciz ve heyecan dolu konuşmasından beni çok etkileyen ve aklımda kalan birkaç cümlesini sizlerle paylaşmak istiyorum: “Bu iki kitap arzın merkezi hükmündedir. Bu iki kitap asrın mucizesidir. Kamuoyu asrın rüşvet davası, asrın yolsuzluğu gibi kavramlarla meşgul edilirken; asrın mucizesi olan ‘Milli Ekonomi Modeli’ ve ‘Sosyal Devlet Milli Devlet’ kitapları ve bu kitapların mucidi Prof. Dr. Haydar Baş unutturulmak istenmektedir. Siz istesiniz de istemeseniz de gelecekte dünya bu iki kitap sayesinde ayağa kalkacak, kurtulacak ve arzın merkezine yerleşecektir.”

Gaziantep Kuvayi Mücahitler Derneği Başkanı ve Gaziantep’in kurtuluş destanını yazanlardan Karayılan’ın torunu Mehmet Demir Atmalı da bir konuşma yaptılar. Konuşmalarında Gaziantep’in gazilik unvanını nasıl aldığını, verilen mücadelenin önemini ve şeklini dile getirdiler. Mehmet Bey işgal yıllarını anlatırken ilginç olan bir hadiseyi de anlattılar: “İşgal yıllarında İngilizler Antep’i işgale geldiklerinde burada bulunan Nakşi Şeyhi müritlerine ve halka ‘sakın İngilizlere karşı savaşmayın onlar bizim dostumuzdur. Zaten burada çok kalmayacaklar. Bir miktar hayvanlarını otlatacaklar, biraz dinlenecekler sonra da gidecekler’ dedi. Ancak bir zaman sonra evlerden silahlar toplandı. Hatta annelerimizin mutfakta kullandıkları bıçaklar bile ellerinden alındı.” Gerçek meydana çıktı ama halk bir defa aldanmış oldu ve İngilizlere karşı bir tek kurşun bile atamadılar, savunmasız kaldılar. Sonra da adeta altın tepsi içinde Antep’i Fransızlara sundular. Her türlü imkânsızlıklara ve aldanışlara rağmen Antepliler kendi imkânlarıyla mücadele verdiler, vatanlarını savundular. 6000 şehit verdiler.”

Sayın Mehmet Bey konuşmasının sonunda heyecanla okuduğu ve salonda uzun süre ayakta alkışlanan Yavuz Bülent Bakilerin “Ben Antepliyim, Şahin’im ağam. Mavzer omuzuma yük. Ben yumruklarımla dövüşeceğim. Yumruklarım memleket kadar büyük…” şiirini okudular.

(devam edecek)

Uğur Kepekçi / 14 Şubat 2014

Önerilen Makale

Atatürk, Allah’a dua ederek yardım isterdi

Kurtuluş mücadelesi yıllarından itibaren İngiliz ve Yunan ajanlarının sinsi gayretleriyle dini bütün, imanı sağlam Gazi …