Herkes hak ettiğini bulacaktır

Bir önceki makalemizde FETÖ ile gizli ya da açık uzlaşanlar hakkında; “Kandıramayacağınız tek merci; din gününün sahibi olan Allah’tır.” Dedik.

FETÖ meselesinde bir türlü istenilen şeffaflık sağlanamadığı için gerçek suçlular, özellikle siyasi ayak meselesi bir türlü açıklığa kavuşmuyor. Ben bu makalemde olayın farklı bir boyutuna değineceğim.

Bir önceki makalemizde dedik ya “bu dünyada herkesi kandırabilirsiniz”. Belki de bu dünyada gerçek suçlular meydana çıkmayacaktır. Mahşerdeki hesapta, bütün gerçekler meydana çıkacak. Herkes hak ettiği cezaya çarptırılacaktır.

İşte konunun bu boyutunu biraz açıp vicdanlara seslenmeye çalışacağım…

Yüce Allah, kuran-ı kerimde yapılan bütün iyilik ya da kötülüklerin karşılığının ahirette hesabının görüleceğini beyan ediyor:

“O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır. Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.” Zilzal 6-7-8).

Bir hadisi şerifte de Peygamberimiz (s.a.a.) kim bir işe vesile olmuşsa onun sevap ya da günahına ortak olacağını beyan ediyor:

“Kim İslam’da iyi bir çığır açarsa açtığı çığırın ecri ve kendisinden sonra, onunla (o çığırla) amel edenlerin ecirleri, sevaplarından hiçbir şey eksilmeden ona aittir. Kim de İslam’da (Müslümanlar içinde) kötü bir çığır açarsa, açtığı çığırın günahı ve kendisinden sonra onunla amel edenlerin günahları, günahlarından bir şey eksilmeden ona aittir.” (Riyâzu’s-Salihîn, 19, bab. 172. Hadis).

FETÖ meselesinde, bütün yanlışlıkların merkezinde kim var, kim yok? Bu delalet( sapıklık) yolunu kim icat etti? Bu yolların taşlarını kim döşedi? Halkımızın imanlarının çalındığı, Mescid-i Dirar’ların; yapılan yurtların, külliyelerin, dershanelerin arsasını kimler parsel parsel verdi? Mali, siyasi, hukuki destekleri kimler sağladı? FETÖ ne istediler, ne aldılar? Bunlar hala kafalarda soru ve şüphe olarak duruyor…

Yukarıda sadece bir Ayet ve bir Hadis’e göre FETÖ ya da başka yanlışlara destek verenler, “falan tarihe kadar yaptık, ancak yanlıştan döndük” gibi bir ifadenin mahşeri vicdanlarda ve Allah’ın divanında kurulacak mahşeri mahkemede; ne derece işe yarayacak? Orası sır, ama gayet tehlikelidir.

Şöyle ki; hadis-i şerifte “bir kimse iyilik ya da kötülükte çığır açarsa(vesile olursa)  o yoldan gidenler ona ortak olacak” dendiğine göre; bu konuda bir örnek verelim:

Birileri dini ve milli bütünlüğümüze zarar veren bir kurum açtığını, bir örgüt kurduğunu, ya da o kurumun işleyişine destek verdiğini düşünelim. O kişi bir zaman sonra yaptığı işten dönüp tevbe etse; ancak açtığı o çığırdan hala insanlar gitmeye devam ediyorsa; bu sayede işlenen her kötü fiilden alacağı günah, onu ahirette çok tehlikeli durumlara düşürecektir.

FETÖ ne istediyse verilmiş, devasa eğitim kurumları, devasa yurtlar yapılmış, yurtiçi-yurt dışı her türlü siyasi destek sağlanmış. Düzenledikleri olimpiyatlara hatıra paraları basılmış. Sadece ülkemizde değil, dünyada bütün kapılar ardına kadar açılmış. Bu işlere vesile olanlar bu yolun yanlış olduğunu bir gün öğrenmiş, dönmüş, tevbe etmiş(!)

Ancak açtıkları bu yollarda yetişenler, hala yanlışta devam ediyor. Özellikle itikadi ve ameli konularda yedikleri zehirle yaşayanlar; hala bu yanlışta ısrar ediyorlar. O zaman, onların günahına, o çığırı açanlar ortak olmaya devam ediyor demektir… “Ben eskiden yaptım ama şimdi ayıktım” deseler bile yüce Allah’ın hesabında işleri zor olacaktır. Çünkü açtıkları çığır hala faaliyettedir.

Bu bir imtihan dünyasıdır. Asıl hesap, ahirette olduğu için FETÖ ile uzlaşanlar bu dünyada hak ettiklerinden belki kurtulabilir. Ama ahirette hesapları zor olacaktır. Allah(c.c.) hak edenlere hak ettiğini verecektir. Vesselam…

Uğur Kepekçi

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …