Hz. Fâtımâ cömertlikte en öndeydi (1)

Başta Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) olmak üzere, Ehl-i Beyt’in ferdinin sevilmiş ve bizim görüşümüzle defasında dile getiriyoruz. Bir söz vardır: “Tekrarda fayda vardır. Hatta 180 varsayılan da olsa. “

Bu sebeple bıkmadan usanmadan Ehl-i Beyt’in faziletlerini onu fırsatta dile getireceğiz, konuşacağız, yazacağız. İnşallah! ..

Kur’an’ı Kerimde Yüce Allah, Ehl-i Beyt’in sevilmiş ve değilliğini 33. Surenin 33. Ayetinde beyanında.

“Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. ” (Ahzab suresi / 33. ayet).

Ayette beyan edilen Allah’ın muradıdır, bu muradın gerçekleşmemesi imkansızdır. Çünkü isteyen Allah’tır. (Celle Celaluhu)

Bu değil en önemli mümine kadın olan Hz. Fâtımâ (aleyhisselam) ‘ın cömertlikte de önde olduğunu değerli hocamızın Hz. Fâtımâ şaheserinden aktaralım:

Cabir İbn-i Abdullah El-Ensari şöyle diyor: “Bir gün ikindi namazını Peygamber (sav) ile birlikte kıldık. Ashap, Peygamberimizin oturmuşlardı. Aniden eski bir elbise giyen olan, ihtiyarlıktan ve güçsüzlükten ayakta duramayan bir adam Resûlullah (sav) ‘in huzuruna vardı.

Resûlullah (sav) ona dönüp halini sordu. O da cevaben şöyle dedi:

Ya Resûlullah! Açım, beni doyur; çıplağım, bana bir elbise bağışla; fakirim bana bir şey ver. “

Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Benim şimdi bir şeyim yoktur. Ama bir hayra kılavuzluk yapan, o işi yapan kimse gibidir, git öyle bir kimsenin evine ki Allah ve Resulünü sever, Allah ve Resulü de O’nu sever ve Allah’ı kendisine tercih eder, git kızım Fâtımâ’nın evine, (umarım) sana yardım eder.”

Resûlullah (s.a.v.) daha sonra Bilal’e şöyle buyurdu: “Ya Bilal, kalk bu güçsüz kişiye Fâtımâ’nın evini göster.”

Arabi kişi Bilal (aleyhisselam) ile Hz. Fâtımâ (aleyhisselam)’ın evine gitti.

Hz. Fâtımâ (aleyhisselam)’ın evinin önünde durduklarında ihtiyar adam yüksek bir sesle şöyle dedi: “Ey nübüvvet ailesi ve meleklerin nâzil olduğu merkez, selamün aleyküm.”

Hz. Fâtımâ (aleyhisselam) cevaben: “Aleykesselam, sen kimsin?” diye buyurdu.

İhtiyar adam şöyle dedi: “Ben fakir bir adamım, Babanın huzuruna gittim, beni size gönderdi. Ey Peygamberin kızı açım, beni doyurun; çıplağım, beni örtün; fakirim, bana bir şey bağışlayın. “

Hz. Fâtımâ, evinde yiyecek bir şey olmadığından, Hasan ve Hüseyin (aleyhisselam) ‘ın üzerinde yattıkları bir koyun postunu o ihtiyar kişiye verdi.

Arabi adam şöyle dedi: “Ey Muhammed’in (sav) kızı, ben açlıktan şikâyet ettim sana, sen ise bir koyun postunu verdin bana, aç olduğum halde onu ne yapacağım?

Hz. Fâtımâ (aleyhisselam) bunu duyunca, amcasının kızının O’na hediye ettiği gerdanlığı o adama bağışlayıp şöyle buyurdu: “Al bunu oturdu ve kendi ihtiyacını karşıla, umulur ki Allah ondan daha hayırlısını sana verir.” (Devam edecek…)

(Prof.Dr.Haydar Baş / Hz. Fâtımâ / Genişletilmiş 2. Baskı / Sayfa 137-139)

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …