İdealist olmak başka bir şey

Milli ve dini değerlerimiz kaybolmadan önce sıradan gibi görünen birçok olay yaşadığımız zamanımızda çok büyük önem arz ediyor.

Dostlukların sürdürebilir olduğu dönemler vardı. İnsanlar eski dostlarını, “eskimeyen dost” diye adlandırır ve ne kadar uzakta olursa olsun ziyaretine giderlerdi.

Asker arkadaşını, hac arkadaşını, okul arkadaşını, nerede olsa bulur geçmişi yad ederek mutluluk yaşarlardı. Eskiden uzak yolları yakın eden vasıtalar, akıllı telefonlar falan da yoktu. Bu işleri yapmak için büyük fedakarlıklar gerekiyordu.

Eskiye nazaran daha kolay olan bu işeri yapanlar, yok denecek kadar az kaldı. Bu gibi bir olayla da karşılaşınca insan sanki yitiğini bulmuş gibi seviniyor.

Geçtiğimiz gün BTP Kilis Merkez İlçe Teşkilatının kongresine katılmak üzere Kilis’e gittik. Kongre Kilis Öğretmen Evi salonunda yapıldı. Biz de davete icabet ettik gittiğimizde mutlu olduğumuz bir olayla karşılaştık.

1970 li yıllarda Endüstri Meslek Lisesinde öğrenciyken Tesviye Bölümü Şefimiz ve atölye öğretmenimiz Celil Aşık’ın da öğretmen evinde misafir olduğunu duyduk. Emekli olduktan sonra memleketi olan Manisa Salihli ilçesine yerleşmiş. Kendileriyle akşam bir araya geldik ve ikimizi de mutlu eden bir olay yaşamış olduk.

Ne amaçla Kilise geldiğini sorunca bakın neler söyledi: “45 sene önce Kilis’ten ayrıldım. Uzun yıllar burada görev yaptım. Emekli oldum. Ama öğretmenlik anılarımın çoğunun yaşandığı yerleri ve yetiştirdiğim binlerce öğrencileri merak ettim. Kalktım öğretmen evine geldim. Sosyal medyandan ilan ettim. (Bu arada 3 aya kadar akıllı telefonu yok ve sosyal medyada da aktif değil Celil Hoca). Uğur oğlum 1 haftadır buradayım. Kilis’te öğretmeni olduğum öğrencilerim geliyor. Koca koca adam olmuşlar. İş sahibi ev bark sahibi olmuşlar. Torun sahibi olmuşlar. Kimi evine götürüyor, kimi burada benimle görüşüyor. Yetiştirdiğim emek verdiğim öğrencilerimin başarıları beni ne kadar da mutlu etti. Artık ölsem de gözüm açık gitmez.”

Değerli öğretmenimize gerçekten de çok şey borçluyuz. Lise yıllarımızda Cumhuriyetin değerleriyle, Atatürk sevgisiyle tanışmamıza, meslek ve ahlak eğitiminin ilk tohumlarının atılmasına sebep olmuştu. İyi bir meslek eğitimi almıştık sayelerinde…Bu kıymetli insanla 45 sene sonra tekrar buluşmak gerçekten de çok değerlidir.

Kendisi de bizim Muhterem Haydar Baş hocamızla birlikte olduğumuzu, Lise yıllarından sonra da maddi manevi eğitimizi Haydar Hocamızdan aldığımızı, gazete yazarlığımızı, siyasi hizmetlerimizi duyunca gözleri yaşardı. Haydar Hocamıza kendilerinin de sevgi beslediğini söyleyince ben de ziyadesiyle sevindim. Gönüller ve ölçü bir olunca mutlaka yolların tekrar bir yerde buluştuğuna şahit olduk. Helalleştik ayrıldık.

Empati yapınca insan, bu olayın şu zamanda ne kadar önemli olduğunu anlayabiliyor. Hayat böyledir değerli dostlar. Yaşanan dostluklarının kadri kıymeti mutlaka bilinmelidir. Son zamanlarda zayıflayan dostluk ve sevgi bağları yeniden kuvvetlendirilmelidir. Özellikle de üzerimizde emeği olanları unutmamalıyız. Böylece dostluklar baki kalır.

Yazımızı öğretmenim Celil Aşık’ın akıllı telefonundaki durum mesajıyla bitireyim: “Eğer hayal edebilir ve gayelerini yalnız düşüncede bırakmamaya çalışırsan, adam olabilirsin oğlum” (Rudyar Kipling)

Önerilen Makale

Sakın ‘demokrasi’ istemeyin siz de yargılanırsınız

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) ülke çapında il, ilçe olağan kongrelerini son sürat tamamlamaya sonunda da …