23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış

23 Nisan 1920 Cuma günü Hacı Bayram Camisinde kılınan Cuma namazının ardından Kur’an-ı Kerim tilavetleriyle, dualarla Milli Meclisin açılışı 19 Mayıs’la başlayan Kuva-yi milliye hareketinin, bir milletin kurtuluş mücadelesinin finali niteliğindedir.

Meydana çıkan eserin kıymetini anlamak için o yolda verilen mücadeleleri mutlaka hatırlamak gerekmektedir. O zaman Atatürk’ün 19 Mayıs’ta Samsun’a çıktığında gördüğü ülke manzarasını mutlaka gözler önüne sermek zorundayız.

“Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış ve alınmakta… Her tarafta yabancı subay ve memurlar ile özel ajanlar faaliyette.” “Bundan başka, memleketin her tarafında Hıristiyan azınlıklar gizli veya açıktan açığa kendi özel emel ve maksatlarını gerçekleştirmeye devleti bir an önce çökertmeye çalışıyorlar. Sonradan elde edilen güvenilir bilgi ve belgelerle iyice anlaşılmıştır ki, İstanbul Rum Patrikhanesi’nde kurulan Mavri Mira Hey’eti illerde çeteler kurmak ve idare etmek, gösteri toplantıları ve propagandalar yaptırmakla meşgul. Yunan Kızılhaç’ı ve Resmî Göçmenler Komisyonu, Mavri Mira Hey’eti’nin çalışmalarını kolaylaştırmakla görevli. Mavri Mira Hey’eti tarafı yönetilen Rum okullarının izinli teşkilâtları, yirmi yaşından yukarı gençleri de içine almak üzere her yerde kuruluşunu tamamlıyor. Ermeni Patriği Zazen Efendi de Mavri Mira Hey’eti ile birlikte çalışıyor. Ermeni hazırlığı da tıpkı Rum hazırlığı gibi ilerliyor. Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz sahillerinde örgütlenmiş olan ve 4 İstanbul’daki merkeze bağlı bulunan Pontus Cemiyeti hiçbir engelle karşılaşmadan kolaylıkla ve başarıyla çalışıyor.”(NUTUK /cilt 1./sayfa:1-2)

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu kadar olumsuzluklara rağmen, işgal edilmiş bir devleti, yakılmış yıkılmış bir halden yeniden ayağa kaldırılıp, yepyeni bir devlete dönüştürmesi çok da kolay olmamıştır. Onu her fırsatta rahmetle anmak millet olarak görevimiz olmalıdır. Bugün bayram olarak kutladığımız “ulusal egemenliğin” ne demek olduğunu asla ve asla unutmamalıyız.

Ulusal egemenliğimizi bayram olarak sonsuza kadar kutlamak istiyorsak; tam bağımsız milli bir irade, milli bir ekonomi ve milli bir siyaset anlayışını mutlak manada hâkim kılmak zorundayız. İşte o zaman çoluk çocuk hep birlikte ulus olarak bayram kutlamanın şuuruna erişmiş oluruz.

Bazı saltanat kafalılara, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarına şunu demek lazımdır: İşin aslını öğrenin. İftira ve yalandan uzaklaşın. Boşu boşuna Gazi Mustafa Kemal’le uğraşmayın. O her zaman galip olmuştur. Kıyamete kadar da o hep galip olacak ve galip kalacaktır. 23 Nisan Bayramı vesilesiyle Milli Egemenliğimizi bize emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun değerli silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhunuz şad ışığınız daim olsun.

Önerilen Makale

Müteşâbih ayetler hakkında

Yüce Allah Peygamberleri vasıtasıyla kullarına gönderdiği ilahi kitapların içerisindeki ayetleri muhkem ve müteşâbih olarak iki …