Irkçı değil milliyetçi olmak

Prof. Dr. Haydar Baş’ın tarif ettiği gencin fikir yapısı, inancı ve kültürüyle bir bütünlük arz etmesi için ideal Türk gencinin vasıflarını bir ölçü halinde ortaya koyduğunu izah etmeye devam ediyoruz.

Önceki makalelerimizde ölçüden bahisle “İdeal bir Türk genci: Fundamentalist olmayacak, dindar olacak. Irkçı değil Milliyetçi olacak. Mandacı değil Bağımsızlık yanlısı olacak” tespitini madde madde açıklamaya çalışırken dindarlık fikriyatının ne anlama geldiğini; İslam’ı şekilsel objelerden kurtarıp gönül planında anlaşılmasının gerekliliğini izaha çalıştık.

Bu makalemizde de “ırkçı değil milliyetçi olacak” kavramını anlamaya çalışacağız.

İnsanın yaratılıştan gelen hiçbir özelliğiyle başkalarına üstünlük iddiasında bulunmasının dayanağı yoktur.

Çünkü dünyaya gelen bir kişinin anne babasını, cinsiyetini, vücut yapısını, kan grubunu, göz rengini, boyunu, tenini, ırkını, bölge ve beldesini seçme şansı yoktur. Bu sebeple de kendinde bulunup başkasında bulunmayan hiçbir özellik onun gurur kaynağı da olmamalıdır.

Cahil toplumlarda gelişen hastalıklı bir fikir olarak bazı ırklar kendi ırklarını diğer ırklardan üstün görmüşler. Irklar arasında çeşitli aşağılamalar ve çatışmalar meydana gelmiştir.

Cahiliye adetleri olsa bile hala dünyada her toplumda bu hastalıklı görüşün temsilcileri var olup kendi ırkını başkalarına üstünlük olarak görebilmektedir.

İslam bu görüşü temelden reddeder. Üstünlüğün takvada olduğunu emreder.

Hucurat suresi 13. Ayeti kerimede yüce Allah; “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O’ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdar olandır.”

Peygamberimiz (s.a.a.) de Veda Hutbesinde ırkçılığın reddi konusundan son noktayı koymuştur:

“Ey insanlar! İyi biliniz ki muhakkak Rabbiniz birdir ve babanız da birdir. Bakınız, iyi kulak veriniz ne Arap’ın Acem’e ne Acem’in Arap’a ne beyazın siyaha ne de siyahın beyaza herhangi bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük takvadadır.”

Bu ayet ve hadisten anladığımız ırk üstünlük sebebi değildir ama ırkını inkâr etmenin de istenmediğidir. Çünkü farklı ırk ve milletler şeklinde yaratmayı murat eden Allah’tır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Ne mutlu Türküm diyene” fikriyatını savunurken aidiyet bağlamında isteyen herkesin ırk olarak aynı soydan olmasa da ait olduğu toplumun inanç ve kültür birliğini kabullenmek isteyenlere bir kapı açmış, Türk yurdunda aynı idealler etrafında başkalarıyla birlikte millet olma yolunu açmıştır.

Aynı çizgide düşünceye sahip çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş, bir toplumun millet olma vasfının ait olduğu toplumun değerleri etrafında bütünlük sağlayarak elde edilebileceğini savunmak adına “ırkçı değil milliyetçi olmak” vurgusuna işaret etmiştir.

Kendi milletini kendi değerlerini kendi inancını sevmeyen bir ferdin o toplumun bir ferdi olması da mümkün değildir. O toplum içinde yaşamaktan da mutlu olması mümkün değildir. Bu sebeple ırkçı olmayacak ancak milletçi olacaktır. Ki; milletiyle, devletiyle bir bilek bir yürek olabilsin.

Uğur Kepekçi

Önerilen Makale

Hakkımı helal etmiyorum

Türk siyasetinde işler, hiç olmadığı kadar farklı mecralarda seyrediyor. Bu süreç ve gelinen nokta sizlere …